Sondaj işi yapan ya da yaptıracak olan sondör, sondaj işçisi, mühendis, işverenin bilmesi gereken bütün belde ve bilgileri bir araya getirdik. Emeği geçen herkese teşekkür ederiz.
SU SONDAJI NEDİR? Su sondajı, sondaj da en çok kullanılan yöntemlerdendir. Su sondajı, derinlerdeki su seviyesine ulaşmak için tercih edilir. Ülkemizde su sondajları çalışmalarında başarılı sonuç almak daha garanti olduğundan tercih edilme oranı yüksektir. Su sondajı, bir mühendislik çalışmasıdır. Su sondajı, zeminin jeolojik yapısına uygun olarak havalı ya da çamur dolaşımı ile yapılan kuyu açma çalışmasıdır. Kuyu açılma öncesi ve sonrası yapılması gereken birtakım işlemler mevcuttur. Kuyu açılma işlemi yapıldıktan sonra, açılan kuyunun hidrolojik özelliklerine uygun olacak şekilde projelendirme yapılır. Bu projelendirmeler dikkatli ve özenli bir şekilde yapıldığı takdirde daha doğru ve güvenilir sonuçlar alınacaktır. Sondajın ileri aşamalarında ise, özel sondaj boruları ile kuyunun kılıf borulaması yapılır. Su sondajında başarı, doğru akiferin en kısa zamanda bulunması ile ilişkilidir. Sondaj açmak çok dikkat isteyen bir iş olup, emek ve tecrübe gerektiren bir iştir. Su sondajı, hızla ilerleyen şehirleşme, tarım ve takibinde gelişen teknoloji ile birlikte önem kazanan sektörlerden biridir. Su ihtiyacını karşılamak amacıyla açtırılan yaygın olarak bilinen tabirler artezyen, kuyu, sondaj, keson kuyu, elle açma kuyu gibi terimler kullanılsa da asıl telaffuzu sondajdır. Sondaj, su çıkartmak amacıyla çeşitle alet edevatlarla yeraltındaki (toprağın alt tabakalarındaki) suyun yeryüzüne çıkartılması diyebiliriz. El ile açılan kuyular yüzey sularını yani yağmur sularını toplar, size en ihtiyacınız olan Temmuz-Ağustos aylarında kurur ve su vermez. Ama dikkatli bir şekilde yapılmış bir su sondajı, tamamen yeraltı suyunu bulma yöntemidir. En sıcak dönemlerde bile sizi susuz bırakmamak amacıyla açılır ve gerekli önlemler ve bakımlar yapıldığında uzun süreler boyunca kullanılabilir. Su sondajı, ülkemizde en yaygın şekilde kullanılan yöntemlerle havalı sondaj ve sulu sondaj şeklinde yapılmaktadır. 1990’lı yıllarda kullanılan malzemeler, donanımlar, ekipmanlar ve borular, yıllar içinde çürüyen saf demirden yapılırdı ve sondajlarda uygulanırdı. Günümüzde ise, PVC ömür boyu hizmet verebilecek özel maddelerle güçlendirilmiş sağlık açısından TSE onaylı güvenli borularla donatılmaktadır. Kısacası artık çok daha güvenli bir şekilde hizmet verilebilmektedir.
SU SONDAJI VE SONDAJIN TARİHÇESİ VE GELİŞİMİ
Sondajın ilk olarak nerede ve nasıl yapıldığı konusunda kayıtlı bilgiler bulunmamakla birlikte, tarihinin çok eskiye dayandığı kesindir. Geçmişte yapılan sondajcılık işlemleri, günümüzün modern sondajcılık tanımıyla uyuşmasa da amaçlar ve kullanılan yöntemlerden bazılarının benzer tarafları bulunmaktadır. M.Ö. 3000 yıllarında Mısırlıların taş çıkarmak amacıyla aşındırıcı tozlar kullanarak sığ çukurlar açtıkları, M.Ö. 2000 yıllarında ise, Çinlilerin tuzlu su çıkarmak amacı ile gerçek anlamda sondaj yaptıklarından söz edilmektedir. M.Ö. 1500 yıllarında Filistin’in Birşeba’daki su kuyusunun Hz. İbrahim tarafından açıldığını gösteren kayıtlar sondajcılığın 3500 yıllık tarihi olduğunu göstermektedir. M.Ö. 1000 yılarında Çinliler tarafından yeraltından tuzlu su çıkarmak amacıyla kuyu açıldığını Konfüçyus yazmaktadır. M.Ö. 600 yılında Konfiçyus, derinliği 100 metreye varan tuzlu su kuyularının açıldığını da yazmıştır. M.Ö. 450 yıllarında tarihçi Heredot asfalt, tuz ve petrol üretimi için açılmış kuyuların varlığında söz etmektedir.
Fransa’nın Artois kasabasında 1126 yılında açılan sondaj kuyusu, Avrupa’da yapıldığı bilinen ilk kuyudur. Basınçlı akiferde açılan bu kuyunun fışkırma özelliğine yörenin adına izafeten artezyen adı verilmiştir. 1200 yıllarında Çinlilerin Tibet ile Chungking arasında kalan bölgede açtıkları kuyularda 500-1000 metreye varan derinliklere indikleri ve bu kuyularla ilgili olarak düzenli sondaj raporları tuttukları saptanmıştır. Kullanılan yöntemler ve donanımlar basit bir kaldıraç sistemi olup, bambu kamışlar uç uca eklenerek sondaj dizisi olarak kullanılmıştır. Sondajın yapılması için gereken enerji ise insan ve hayvan gücünden sağlanmıştır. Rotary (döner) sondaj sistemi, ilk defa 1517 yılında Leonardo da vinci tarafından kullanılmıştır. Bu sistem burgulu sistemdir. 1745 yılında Fransa’da 30 m. derinliğinde kuyular açılmıştır. Ancak hayvan gücü kullanılarak yapıldığı bilinen ilk darbeli sondaj 1808 yılında Virginia’daki bir tuz madeninde Raffner kardeşlerin 18 metre derinlikte yaptıkları sondaj çalışmasıdır. İlk petrol sondajının 1794 yılında Fransa’da Pechelbronn yakınlarında açıldığı sanılmaktadır. Ancak ABD’de Pensilvanya’da 1859 yılında Albay Drake tarafından çılan kuyunun, ilk petrol kuyusu olduğu kabul edilmektedir. Bu sondaj kuyusu darbeli yöntem ile açılmış ve kullanılan sondaj donanımı ve yöntemi uzun yıllar standart olarak kalmıştır. Sondajda buhar gücü, ilk olarak ABD’de Billy Morris tarafından 1831’ de kullanılmıştır. Kuru sistem döner sondaj donanımları ilk olarak 1828’ de İtalya’da Larderellojeotermal alanında yapılan sondajlarda kullanılmıştır. Fransa’da 1841 yılında bu yöntemle 500 4metre derinliğe inilmiştir. 1845’te kuru sistem terk edilerek, Robert Beart tarafından Dolaşımlı döner sondaj donanımları uygulamaya konmuştur. İlk Elmaslı Karot Sondajı 1864’te, İsviçreli Mühendis Jean Rudolphe Leschot tarafından İtalya-Fransa arasında açılmakta olan Mt Cenis Tüneli’nde kullanılmıştır. 1867’de de M.C. Bullok, Pensilvanya kömür haczasında ilk karotlu sondaj kuyusunu açmıştır. Yine 1867’de dünyada ilk ücretli sondaj, ABD’de Henry Kelly tarafından yapılmıştır. İsveç’te Dannemora maden sahasında 1886 yılında ilk elmaslı maden sondajı yapılmış, aynı tarihte Craelius firması tarafından AB adlı ilk sondaj makinesi piyasaya sürülmüştür. 1910 yılında, Nebraska’da su sondajları yapan H.C. Minnick isimli sondajcı, kendisinin ürettiği diyaframlı bir pompayı kullanarak ilk defa ters dolaşımlı döner sondajı uygulamıştır. Helezon baskılı sondaj makinelerinin bulunuşu 1935 yılıdır. Bu makineler Sullivan ve Boyles Bros. Tarafından yapılmıştır. İkinci Dünya Savaşı’ndan birkaç yıl önce de hidrolik baskılı makineler üretilmeye başlamıştır. Günümüzde kullanılan sondaj teknikleri bu temeller üzerinde geliştirilmiş ve son şeklini almıştır. 19. Yüzyılın sonlarına doğru darbeli sondaj sistemi diyebileceğimiz sondaj sistemi gelişmiştir. 1920‘lerden sonra rotary (döner) sondaj sistemi gelişerek darbeli sistemin yerini almaya başlamıştır. Rotary (döner) sondaj sistemi 1901’de ABD. ’de A. Lucas tarafında açılan kuyularda tanınmaya başlamıştır. Türkiye’de ilk su sondajı, 1894 yılında Konya’da bir yabancı şirket tarafından yapılmıştır. 1954 yılından sonra su sondajlarını DSİ yapmaya başlamıştır. İlk petrol sondajı ise, yine yabancı bir şirket tarafından Mardin’ de yapılmıştır. Petrol arama ruhsatı 1935 yılında MTA’ ya verilmiş ve 1940 yılında Raman’ da, 1951 yılında Garzan’ da petrol bulmuştur. 1954 yılından bu yana TPAO petrol arama amacı ile sondaj faaliyetlerini sürdürmektedir. Bugün Türkiye’ de, MTA; maden ve endüstriyal hammadde, DSİ; su sondajları, EKİ; kömür sondajları, EİE; zemin sondajları ve TPAO ise petrol arama sondajları yapmaktadır. Yukarıda sondaj sektörünün geçmişten günümüze kadar geçirmiş olduğu değişimler kısaca açıklanmaya çalışılmıştır. Teknolojinin gelişmesi ile sondaj sektörü değişmeye ve gelişmeye devam edecektir.
SU SONDAJI NEDEN YAPILIR VEYA YAPTIRILIR?
Su sondajı, suyun ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmasında büyük bir öneme sahiptir. Su sondajı derinlerdeki su seviyesine ulaşmak için tercih edilir. Su sondajlarında sonuç almak daha garanti olduğundan oldukça fazla tercih edilmektedir. Su sondajı, suya ihtiyacı olan veya olabilecek kişi veya kişilerin, kamu kurum ve kuruluşlarının, özel şirketlerin, özel mülkiyetli arazi sahibi kişilerin vb. kişi ve kişilerin su ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla yapılan bir mühendislik hizmetidir. Su sondajının yapılmasındaki asıl amaç; çalışılacak bölgedeki veya arazideki, yeraltının belirli bir derinliğindeki suya ulaşmak ve bunu pompa ile çekmek suretiyle suyun yeryüzüne çıkarılmasıdır. Yeryüzüne çıkarılması planlanan suyun çekim işleminde, kuyunun yıkılmaması gerçekten önemlidir. Bunun için gerekli önlemlerin zamanında ve tam olarak alınması gerekmektedir. Su sondajı için kullanılacak kuyunun projeye uygunluğu, kalite düzeyi, borunun cinsi ve çapı, çakıl zarfının kalınlığı ve uygulanan su sondajı teknikleri yapılacak projenin başarısında büyük bir etkendir. Su sondajından iyi bir verim almak istiyorsanız su sondajını yetkili, bilgili ve tecrübeli bir mühendislik firmasına yaptırmak her zaman için güvenli ve doğru bir hareket olacaktır.
SU SONDAJI YAPTIRMADAN ÖNCE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR NELERDİR?
Su sondajlarında önemli olan etken, akiferin yerinin tespit edilmesidir. Suyun biriktiği veya beklendiği bölgelerin tespiti su sondajında önemli bir yer tutmaktadır. Su sondajını, bilgili ve tecrübeli kişilere yaptırmak hem zamandan hem de ekonomik açıdan çok önemlidir. Su sondajı yaptırmadan önce dikkat edilmesi gereken hususlar kısaca iki bölüme ayrılır: Birinci bölüm, müşterinin yani işverenin sorumluluklarıdır. İkinci bölüm ise sondaj işini üstlenen mühendislik firmasının sorumluluklarıdır. Birinci bölüm, müşterinin yani işverenin sorumlulukları arasında sondaj açılması istenen sahanın veya bölgenin giriş-çıkış yollarının hazırlanması gerekmektedir. Sondaj işinin güvenli ve doğru bir şekilde yapılabilmesi buna bağlıdır. Ayrıca, elektrik ve su ihtiyacı gibi temel görevler de müşterinin-işverenin görevleri kapsamına girmektedir. İkinci bölüm, sondaj işini üstlenen mühendislik firmasının sorumluluklarıdır. Mühendislik firmasının bünyesinde bulunan mühendisler, sondörler, sondaj işçileri gibi çalışanların sorumlulukları en üst seviyededir. Sondajın başlamasından bitimine kadar geçen süre içerisinde yapılması gereken işlemlerin, güvenilir ve doğru bir şekilde yapılabilmesi için tüm sondaj personelinin sorumluluklarının bilincinde olmaları ve dikkatli olmaları gerekmektedir. Burada önemli olan bir diğer konu da iş sağlığı ve güvenliğine uygun bir mühendislik çalışması yapılabilmesidir. Bu konular başlangıç için çok önemlidir. Su sondajı işlemine başlamadan, su sondajı yaptırılmadan önce, ilk olarak mutlaka alanında uzman olan ekiplere-mühendislik firmalarına; jeolojik, jeofizik ve hidrojeolojik etüt yaptırılması gerekmektedir. Bu etütlerde, su sondajı yapılacak yer-saha-bölge için en verimli lokasyon-konum seçimi yapılmalıdır. Maksimum su veriminin elde edileceği kuyu lokasyonu jeolojik araştırmalar, jeofizik etüt ve hidrojeolojik çalışmalar sonucunda belirlenir ve su kuyusunun tasarımı yapılır, kuyu projesi hazırlanır. Sondaj yapılırken, jeolojik yapının yani yeraltının çok değişken bir yapıya sahip olduğu bilinmeli ve unutulmamalıdır. Zaman içerisinde, sondaj için gerekli olan etüt çalışmalarının yaptırılması, ek bir maliyet olmaması için önemli bir etkendir. Su sondajı için etüt işlemleri yapılmadan kuyu açılmaya çalışılması halinde meydana gelebilecek olumsuz sonuçlar en başından düşünülmelidir. Su sondajı için açılan kuyudan su çıkmama ihtimali de göz önünde bulundurulmalıdır. Yapılan tüm yatırım ve emeğin karşılığının alınabilmesi için bu hususların hepsine dikkat edilmelidir. Su sondajı için yapılan etüt çalışmaları sonucunda açılacak olan su kuyusu, mutlaka kuyu inşa projesine göre yapılmalı ve tüm jeolojik veriler ve sonuçlar dikkatli bir şekilde denetlenmelidir.
SU SONDAJINA BAŞLAMADAN ÖNCE YAPILMASI GEREKEN RESMİ İŞLEMLER
Su sondajına başlamadan önce yapılması gereken resmi işlemler aşağıda açıklanmaya çalışılmıştır. Zamana, bölgelere, kişilere ve diğer şartlara bağlı olarak yapılması gereken resmi işlemler ve temin edilmesi gereken resmi belgeler değişkenlik gösterebilir. Burada yapılmış olan paylaşım, genel bilgilendirme amaçlıdır. Yeraltı Suyu Arama ve Kullanma Belgesi (Kuyu Ruhsatı) Kuyu açtırmak ve bu su kuyusunu kullanmak isteyen herhangi bir arazi sahibinin yapması gereken bir mühendislik firması ile iletişime geçmesidir. Bu mühendislik firmasının, aşağıdaki gerekçeleri yerine getirmesi ve yapılan başvuruların kabulü halinde, kuyuyu açıp kuyu sahibine uygun bir şekilde teslim etmesi gerekmektedir. Su sondajı yaptırmak için ilk etapta, serbest olarak çalışan bir mühendislik firması ile görüşülmesi gerekmektedir. Bu firma, yasal olarak iş yapabilecek durumda olan bir firma olması gerekmektedir. Yasal evrakları (Vergi levhası vb.) tamamlanmış bir firma ile çalışılmalıdır. Bu tür durumlarda işin uzmanı olan, tecrübeli kişilere danışmak her zaman için avantaj sağlamaktadır. Su sondajında resmi işlemler için kuyu sahibi adına vekâletname alınması gerekmektedir. İşlemler, kuyu sahibi adına takip edilmelidir. Kuyu sahibinden, Tapu Müdürlüklerinden alınması gereken tapu ve krokinin temin edilmesi gerekmektedir. Ayrıca, nüfus cüzdanı bilgileri ve vergi ile ilgili resmi bilgilerin isteme formuna eklenmesi gerekmektedir. Su sondajı arama belgesi, üç nüsha olarak hazırlanmalıdır. Birinci nüsha DSİ Genel Müdürlüğü’ne, ikinci nüsha DSİ İl Bölge Müdürlüğü’ne, üçüncü nüsha da müracaat sahibinde kalmak üzere gerekli kamu kurumlarına ve şahıslara teslim edilmelidir. Kimlik bilgileri, vergi ile ilgili bilgileri ve oda ile ilgili bilgileri üç nüshalı olarak JMO’ na, (Ankara ve Ankara’ya bağlı illerde iseniz, Ankara’daki JMO Genel Merkezi’ne veya JMO Genel Merkezi’ne bağlı il temsilciliklerine teslim edilmesi gerekmektedir. Ankara dışında iseniz, JMO Şubelerine veya JMO Şubelere bağlı il temsilciliklerine) teslim edilmesi gerekmektedir. Teslim edilen bu evraklar, JMO’ daki görevli kişiler tarafından kontrol edilmekte ve gerekli olan onay, şartlara uygun olan kişilere/firmalara verilmektedir. Daha sonra da, DSİ’ye giderek, görevli olan jeoloji mühendisi/mühendisleri tarafından bu bilgiler kontrol edilmektedir. Diğer bir işlem ise, araziye gidip 1/25000’lik ölçekli haritalarda kuyuların yerleri ve ölçüleri kontrol edilmektedir. Son yapılan işlemler onaylandıktan sonra, yeraltı suyu arama belgesi çıkarılabilmektedir. Bir yıl içerisinde bu su kuyuların açılıp kullanılması gerekmektedir. Buna göre, sahanın açık veya kapalı olduğu belirlenmektedir. Bazı bölgelerde yeraltı suyu seviyelerinin, yeraltı su rezervlerinin ve yağışların azalmasına bağlı olarak DSİ tarafından bazı bölgeler, kuyu arama ve kullanma yönünden yasaklı ilan edilmiş ve aramalara kapatılmıştır. Ayrıca; su sondajı ile ilgili olan dikme kesit, kuyu logu, topoğrafik harita, kuyu krokisi gibi bilgiler DSİ’ye ruhsatla beraber gönderilmektedir. Kuyu suyu analize gönderilerek, analiz raporu çıkarılmaktadır. Gerekli olan hesaplamalar ve eğriler çizilmektedir. En son olarak, belgeyi sahibine teslim etmek gerekmektedir. Genel harcamalarda; analiz parası, oda parası, spor parası vb. şeklinde ödemeler yapılabilmektedir. Arama belgesi ve kullanma belgesinin çıkarılmasını jeoloji mühendisi planlamaktadır. Önemli olan arazi ve kuyu bilgilerinin bulunması ve düzenlenmesidir. Belge sahibi ve teknik sorumlu, arama yapılacak arazi ile ilgili bilgileri, ne ile açılacağını, kuyu adedini, bu belge ile birlikte üç nüshasını düzenlemesi gerekmektedir. Kuyu inşaat tatbik projesi için; il, ilçe, açılış amacı, sondaj firması, sondaj makinesi, çalışan kişiler, diploma numarası gibi özel bilgiler gerekmektedir. Sulama amacı ile kuyu açılırken, kuyunun yeri ve çıkarılabilecek su miktarı önemli bir yere sahiptir. Sadece tarımsal amaçlı kuyu açma işlemlerinde, DSİ yetkili organdır. Genellikle kooperatiflerin su ihtiyaçlarını karşılayabilmek amacıyla kuyu açma işlemlerini gerçekleştirmektedir. Gerektiğinde ek kuyu açma işlemlerini de yapabilmektedir. Ek kuyu açılırken mevsimsel değişiklikler göz önünde bulundurulmalıdır. Çünkü mevsimlere bağlı olarak yeraltı su seviyesi değişebilmektedir. Öncelikle bir kuyu ruhsatı alımında, yeraltı suyu arama belgesinin hazırlanması gerekmektedir. DSİ tarafından yeraltı suyu arama belgesini temin edebilmek için başvuruda istenilen belgeler;
1- Yeraltı Suyu Arama Belgesi İsteme Formu.
2- 2 Takım Hidrojeolojik Etüt Raporu ve Ekleri.
3- Kuyu İnşa ve Tatbikat Projesi.
4- Kuyu Yerini Gösterir 1/25000 Ölçekli Koordinatlı Topoğrafik Harita.
5- Ayrıntılı Kuyu Yeri Krokisi.
6-Arama yapılacak olan arazinin güncel tarihli ve onaylı tapu bilgisi.
7-Hisseli Tapularda Muvafakatname.
8-Bağlı Olunan Oda’dan Alınacak Sicil Durum Belgesi.
9-Su İhtiyaç Belgesi.
10-Tapu Senedi ile başvuru yapılmalıdır. Bu belgelerin 1 ay içerisinde gerekli yerlere teslim edilmesi gerekmektedir. Bu hazırlanan ve gerekli olan bazı belgeler DSİ’ye teslim edilir. Bu belgelerin 1 yıl geçerlilik süresi bulunmaktadır.
Yeraltı suyunun bulunması halinde ve başvurunun kabulünde, bu kuyunun kullanılabilmesi için yeraltı suyu kullanma belgesi isteme formuyla başvuru yapılarak kuyu kullanımı için izin istenmelidir. Yeraltı suyu kullanma belgesini temin edebilmek için başvuruda istenilen belgeler;
Yeraltı Suyu Kullanma Belgesi İsteme Formu.
1 Adet Kimyasal Analiz Raporu.
2 Adet Kuyu Kütüğü.
2 Adet Pompaj Programı.
İlgili Yönetmelik Hükümlerinde Belirtilen Su Sayacı Montaj Formu.
Kuyu Yerini Gösterir 1/25000 Ölçekli Koordinatlı Topoğrafik Harita.
Ayrıntılı Kuyu Yeri Krokisi.
Pompa Tecrübe Formu.
Pompaj Düşüm Grafiği.
10.Tapu Fotokopisi ile başvuru yapılmalıdır. Bu belgelerin 1 ay içerisinde gerekli yerlere teslim edilmesi gerekmektedir.
Her yıl, o yılın şartlarına uygun olarak yeraltı suyu arama belgesi ve yeraltı suyu kullanma belgesinin bir mühendislik firması tarafından hazırlanma maliyeti, zamana ve bölgelere bağlı olarak değişkenlik gösterebilir.
Kuyu Ruhsatı Nedir? Kuyu Ruhsatı Neden Gereklidir?
Sondaj projelerinde arazinizde gerekli çalışmayı yapabilmek, açılan kuyu üzerinde hak sahibi olabilmek ve kuyuyu ihtiyaçlarınız doğrultusunda işletebilmek için Devlet Su İşleri tarafından onaylanmış, belirli bir formatta hazırlanan belgelere “kuyu ruhsatı” adı verilmektedir. Arama ve kullanma ruhsatı adı altında düzenlenen bu ruhsatlar kuyunuzun açılması ve tamamlanması işlemlerinin sorumlu bir mühendis kontrolünde yapıldığının göstergesidir. Yine kuyu ruhsatları, açılan kuyunun uygun proje koşullarında optimum verim dikkate alınarak gerçekleştirildiğini göstermektedir.
Kuyu Ruhsatı Alınmadan Sondaj Kuyusu Açılabilir mi?
Derinliği 10 metreden küçük kuyular, sığ ya da keson kuyu olarak adlandırıldığından bu kuyuları açmak ve işletmek için ruhsat almaya gerek yoktur. Derinliği 10 metreden fazla olan kuyular için ruhsat alınmadan yapılan çalışmalar kaçak kuyu statüsüne girdiğinden, bu kuyular görevliler tarafından veya herhangi bir ihbar sonucunda tespit edilip para cezası ve (kuyu sondaja kapalı saha sınırları içerisinde ise) kuyunun kapatılması işlemlerine tabi tutulmaktadır. Kaçak kuyu, arama ruhsatı olmadan açılmış kuyulardır. Devlet Su İşleri Müdürlüğü’nün görevlilerinin tespiti halinde bu tür kuyular DSİ tarafından kapatılır. Kapatma masrafları kuyu sahibinden alınır ve ayrıca yerel yönetimler tarafından kuyu sahibi idari para cezasına çarptırılır. Bu nedenle var olan kaçak kuyu için DSİ tarafından kapatılmadan önce kullanma ruhsatı düzenlenerek var olan kuyunun kapatılması önlenebilir ve böylece kapatma işlemlerinden doğan masraflardan da kurtularak, kuyu sahibinin sadece yerel yönetimin kendisine keseceği cezayı ödeyerek daha az zarar etmesi sağlanabilir. Bu ve bu tür işlemlerden dolayı kaçak kuyu işlemlerinden her zaman uzak durulmalıdır ve kesinlikle yaptırılmamalıdır.
Devletimiz 10 metreden daha derin kuyuları kamu malı kabul etmiş ve yeraltı
suyundan istifadeyi izne bağlamıştır. Bu izin DSİ tarafından verilmektedir. İzinsiz açılan kuyular, yukarıda bahsi geçen kullanılabilir emniyetli su rezervi hesaplarını alt üst ettiği gibi birçok sahada, kullanılmaması gereken kötü kaliteli suların bilinçsizce araziye verilerek nebatların kuruması, verimin düşmesi ve arazinin çoraklaşmasına neden olmaktadır. Bugün kuyu açılabilecek sahalar jeolojik etütlerle belirlenmekte, ayrıca çeşitli yeraltı problemi jeofizik etütlerle çözülmekte ve bilinçli yaklaşımlarla kuyu açılmaktadır. Bu etütler sonucunda; sahada yeraltı suyunun bulunup bulunmadığı, suyun çıkabileceği derinlik, yeraltında suyu tutan tabaka, suyun tuzluluk (NaCl), acılık (CaSO4) veya diğer kirlenmelere maruz kalıp kalmadığı, dolayısıyla işe yarayıp yaramayacağı anlaşılabilmektedir. Böylece boş yere yatırım yapılması önlenmiş olmaktadır. Buda milli ekonomiye önemli bir katkı demektir. Özellikle sahil kesiminde deniz suyu girişimi tehlike teşkil ettiğinden rastgele sondaj kuyuları açılmaktadır. Sondaj işlemleri bilinçli ve tecrübeli kişiler tarafından yapılmalıdır.
Yeraltı Suyu Arama Ruhsatı Almak İçin Gerekli İşlemler Nelerdir?
Açılacak bir su sondajı kuyusu için öncelikle teknik sorumlu statüsündeki bir jeoloji mühendisi ile işbirliği yapılmalıdır. Proje koşulları ve diğer teknik detaylar karşılıklı olarak görüşülür ve beklentiler dile getirilir. Bu aşamadan sonra temin edilmesi gereken bilgi ve belgeler aşağıdaki belirtilmiştir:
1.Araziye ait su ihtiyaç belgesi.(Arazi, tapu sahibi ve suyun kullanım amacına yönelik olarak Tarım İl Müdürlüğü, İlçe Tarım Müdürlükleri ya da Ticaret Sanayi Odaları’ndan temin edilir).
2.Özel durumdaki araziler için gerekli makamlardan alınacak izin içeren yazılar.
3.Yeraltı suyu arama belgesi için DSİ’ye yazılacak dilekçe (Sorumlu mühendis tarafından hazırlanır ve işveren tarafından imzalanır).
4.Sondaj kuyusuna ait arazi koordinatları (Sorumlu mühendis tarafından belirlenir).
5.Yakın mesafelerde bulunan sondaj kuyusu, sığ kuyu, akarsu, dere, kaynak, maden suyu ve diğer su kaynaklarının bilgisi (Sorumlu mühendis tarafından belirlenir).
6.Sondaj lokasyonunu gösteren yer bulduru haritası (Sorumlu mühendis tarafından yapılır).
7.Sondaj kuyusu ön proje formatı (Sorumlu mühendis tarafından hazırlanır).
8.Sondaj lokasyonunu içeren 1/25.000’lik Jeoloji Haritası (Sorumlu mühendis tarafından temin edilir).
9.Sondaj yapılacak sahaya ait Hidrojeolojik Etüt (Sorumlu mühendis tarafından yapılır).
Yeraltı Suyu Kullanma Ruhsatı Almak İçin Gerekli İşlemler Nelerdir?
Yeraltı suyu arama ruhsatında belirtilen sondaj kuyusunun açılmasını takiben, en geç 1 ay içerisinde kullanma ruhsatı için yine sorumlu jeoloji mühendisi nezaretinde DSİ’ye aşağıdaki belgeler tamamlanarak başvuru yapılır:
1.Açılmış olan sondaj kuyusuna ait mevcut suyu kullanma amaçlı dilekçe.
2.Kuyu bilgileri, derinlik, su verimi, su seviyeleri, filtre boru seviyeleri, koordinatlar vb. değerleri içeren kuyu kütüğü.
3.Su verimi ve su seviyelerinin belirlenmesine yönelik sabit debili düşüm deneyi sonuç belgesi.
4.Kuyudan alınan su numunesine ait, kullanım amacına uygunluğunu gösterir laboratuar deney sonuç belgesi.
5.Kuyunun içinde kaldığı araziye ait tapu fotokopisi ile kimlik fotokopisi.
DSİ’ye yapılacak başvurular sırasında istenilen belgeler, DSİ Bölge Müdürlükleri’ne, zamana ve diğer şartlara göre değişiklik gösterebilmektedir.
KALİTELİ SU SONDAJI İÇİN GEREKLİ ŞARTLAR NELERDİR?
Kaliteli bir su sondajı için gerekli olan şartlar aşağıda sıralanmıştır:
Kaliteli bir su sondajı için gerekli olan ilk şart, doğru lokasyonun doğru zamanda belirlenmesidir.
İkinci şart ise, güçlü ve kapasiteli, işin bitirilmesine kadar problem çıkarmayacak, gerekli olan bakımları yapılmış bir sondaj makinesine ihtiyaç vardır.
Üçüncü şart, su sondajında yeterli tecrübe ve bilgiye sahip, sondaj işini ciddiye alan, çalışkan bir sondaj ekibi gereklidir. (Deneyimli ve bilgili mühendis/mühendisler, işini bilen sondör/sondörler ve sondaj işçileri, diğer çalışması gereken personeller, vb.)
Dördüncü şart, su sondajında açılan su kuyusunun zarar görmeden, örselenmeden açılması ve korunması gerekmektedir.
Beşinci şart, su sondajı tamamlanmış kuyuda yapılan temizlik ve geliştirme işlemleri için gerekli olan doğru inkişaf malzemelerine ihtiyaç vardır. (Kompresör, boru, vb.) 6. Altıncı şart, su sondajının amacına uygun olarak seçilmiş olan dalgıç pompa ve ekipmanların ve diğer malzemelerin kullanımı önem arz etmektedir.
Yedinci şart, su sondajı kuyusunun zamana bağlı olarak açılma süresi, çalışanların verimini ve işini kalitesini etkilemektedir.
Sekizinci şart, su sondajı esnasında yapılan delgi sırasında karşılaşılacak problemleri çözebilmek için iş deneyimine ve sabır gösterilmesine ihtiyaç vardır.
Dokuzuncu şart, su sondajında kuyu ömrü için gerekli olan garantinin alınabilmesi önemlidir.
Onuncu şart, su sondajında gerekli olan tüm şartlar yerine getirildikten sonra, kuyunun uzun yıllar hizmet edebilmesi için kuyunun bakım ve onarımı düzenli olarak yapılmalı ve tüm önlemler alınmalıdır.
SU SONDAJI-YERALTI SULARI-KUYU YERİ SEÇİMİ VE KUYU TASARIMI İLİŞKİSİ NASIL OLMALIDIR?
Bu bölümde, su sondajı-yeraltı suları-kuyu yeri seçimi ve kuyu tasarımı ilişkisi nasıl olması gerektiği açıklanmaya çalışılmıştır. Öncelikle yeraltı suları hakkında genel bilgiler verilmiş, daha sonra da kuyu yeri seçimi ve kuyu tasarımı ile ilgili bilgiler paylaşılmıştır. Türkiye’de yeraltı sularından yararlanma 1950 yılından sonra hızla artmış, geniş ovaların sulanmasında, yerleşim merkezlerinin su gereksinimlerinin karşılanmasında kullanılmıştır. Gelecekte ise, yeraltı sularının önemi daha da net bir şekilde anlaşılacaktır. Yeraltı suları, yüzey sularına göre daha fazla çözünmüş madde içermelerine ve genellikle daha pahalı elde edilmelerine rağmen;
Sıcaklıklarının mevsimlere göre çok az değişmesi,
Renksiz ve berrak oluşu,
Temiz ve kirlenmesinin güç olması,
Kimyasal bileşiminin değişmemesi gibi nedenlerden dolayı tercih edilmektedir.
Yeraltı Suyunun Varlığı: Bir sahada yeraltı suyu vardır diyebilmek için üç ana koşulun bir arada olması gerekir:
Beslenme sahası, yani yağış sularının üzerine düşerek yeraltına bir kısmının sızacağı veya sızması beklenen sahaya/alana/bölgeye ihtiyaç vardır.
Poroz yani boşluklu bir ortam önemli bir etkendir. Bu ortam kum, çakıl gibi taneli formasyonlar veya kaya çatlakları olabilir. Kayaçlar içerisinde, yeraltı suyu taşımaya en uygun olanı kireçtaşlarıdır. Atmosferden bir miktar CO2 alan yağmur suyu kireçtaşı üzerine düştüğünde, yatay tabaka ve düşey çatlakları olan kireçtaşına sızmakta ve zaman içerisinde çok büyük boşluk sistemlerini oluşturmaktadır. Bu sistemlerde yeraltı nehirleri bile meydana gelebilmektedir. Bu sistemlere “karstik sistem” denilir ve bunlar yeraltı sularının en bol bulunabileceği ortamlardır.
Boşluklu veya çatlaklı ortama sızan suların yeraltında depolanabileceği, birikebileceği bir yapının var olması gerekmektedir. Yeraltı suları dinamik bir yapıya sahiptir, beslenir, depolanır ve boşalır. Su tablasının belli bir eğimi vardır ve toplanan su belli bir istikamette hareket ederek membaları beslemektedir. Yeraltı suyu her zaman serbest bir şekilde bulunmaz, genellikle hapsedilmiş ortamlarda bulunur. Bunlara “mahsup (hapsedilmiş) yeraltı suyu” denir. Yani suyu tutan tabaka (akifer) iki geçirimsiz zon arasında sıkılmıştır. Böyle sahalarda açılan sondaj kuyularında su seviyesi yükselecektir. Suyun kuyu ağzından akması halinde “artezyen kuyular”, daha aşağılarda kalması halinde ise “semiartezyen kuyular” olarak adlandırılan kuyular meydana gelmektedir. Kısaca bilgi verdiğimiz yeraltı suyu kaynakları, Dünya nüfusunun artması sebebi ile sulama, içme suyu, kullanma suyu ve sanayi suyu rezervleri olarak her geçen gün önem kazanmaktadır. Her havzanın yıllık beslenmesi ve çekilebilecek emniyetli su miktarı yaklaşık olarak hesaplanabilmektedir. Özellikle yer üstü sularının yeterli olmadığı ortamlarda her geçen gün yeraltı suları daha çok kullanılır hale gelmektedir. Buradaki önemli nokta, yeraltı suyu rezervleri bitmek tükenmek bilmeyen zenginlikler değildir, çok dikkatli bir şekilde kullanılmaları gerekmektedir.
Yeraltı Suyu Arama Teknikleri
Yerel ya da kamu kurumları tarafından hazırlanmış hidrojeolojik haritalar ve raporlar,
Yüzeyde gerçekleştirilen jeofizik etütler ve diğer çalışmalar,
Sondaj kuyularında (borehole) yapılan örnekleme,
Sondaj kuyularında yapılan jeofiziksel loglama vb. teknik bilgilere ihtiyaç vardır.
Jeofizik yöntemlerle elde edilen veriler tek başına doğruluk derecesi sınırlı olan
bilgiler sunmaktadır. Bu nedenle, bu veriler kuyulardan alınan örneklerle korele edilmelidir.
Veriler, hem bölgesel hidrojeoloji hem de metodoloji (yöntem) hakkında deneyimli kişiler tarafından yorumlanmalıdır.
Yeraltı Suyu Aramalarında Kullanılan Haritalar
Bu haritaları, 4 başlıkta toplayabiliriz:
Topoğrafik haritalar: Jeolojik birimlerin türü ve bölgenin yüzey topoğrafyası yer altı suyunun yerini etkilemektedir. Bitki örtüsü, özellikle kurak iklimlerde sığ yeraltı suyunun mevcut olduğu yerleri gösterebilir. Akarsu ağlarının yoğunluğu ve yüzey drenaj şekilleri sızmanın nerede oluşabileceğini gösterebilir.
Jeolojik haritalar,
Hidrojeolojik haritalar,
Hidrojeokimyasal haritalar ve hava fotoğrafları yeraltı suyu aramalarında kullanılan başlıca haritalardır.
Yeraltı Sularının Yüzeye Çıkarılması
Yeraltı sularının yüzeye çıkarılması için belirli şartlara sahip olunması gerekmektedir.
Bu şartlara sahip olduktan sonra yeraltı sularının çeşitli amaçlara yönelik olarak yüzeye çıkartılması gerekir. Yeraltı suları, 2 şekilde yüzeye çıkar:
Kaynaklar.
Kuyular. A) Sondaj kuyuları. B) Adi kuyular.
Su Kuyusu Araştırmalarında Temel Adımlar
Test kuyuları için en uygun yerlerin bulunması ilk adımdır.
Sondajla kesilen formasyonları temsil eden örneklerin alınması araştırmanın ikinci adımıdır.
Tamamlanmış kuyularda jeofiziksel loglama yapılması üçüncü ve önemli bir adımdır.
Her geçirimli formasyonda statik su seviyesi derinliğinin tespit edilmesi gerekli bir adımdır.
Su kalitesini belirlemek için potansiyel akiferlerden su örneklerinin alınması son adımdır.
Kuyu ve Şantiye Yeri Seçimi
Bir su kuyusu yeri seçerken dikkat edilmesi gereken noktalar şunlardır;
-Akarsu ve kuru derelerin taşkın alanlarının dışında olması gerekmektedir.
-Heyelanlardan ve bataklıklardan yeterince uzakta olmalıdır.
-Septik çukur, kanal ve tanklardan vb. en az 40-50 m. uzakta olması tavsiye edilmektedir.
-Deniz suyunun akifer içine girişimini önleyecek kadar sahilden içeride olmalıdır.
-Daha önce açılmış kuyuların etki alanları dışında olması kuyu yeri seçiminde önemli etkenlerdir.
Şantiye sahası için de birtakım önemli etkenler vardır. Bir şantiye sahasının hazırlanmasında ve düzenlenmesinde aşağıdaki hususlar göz önünde bulundurulmalıdır:
-Sondajın kuyu ağzı yeri.
-Çardak, banyo ve tuvalet gibi ihtiyaca yönelik yerler.
-Sondaj yeri ve sondaj makinası manevra yeri/alanı.
-Pompa ve su havuzu yeri/alanı/bölgesi.
-Karot sandığı ve takım sandığı yeri/yerleri.
-Treyler, kurulacak baraka ve çadırların yerleri.
-Akaryakıt ve jeneratör yeri/yerleri.
-Depolanacak fazla malzeme sahası/alanı/bölgesi şantiye sahası için önemli yerlerdir.
Kuyu tasarımı, açılması düşünülen bir sondaj kuyusuna ait tüm jeolojik ve hidrojeolojik verilerin bilinmesi ve yorumlanması ile birlikte, kuyuya ait tüm projelendirme detaylarının (delik çapı, su verimi, kuyu derinliği, delme yöntemi, filtre seviyeleri, boru çapı, pompa tipi vb.) birleşimine “kuyu tasarımı” adı verilmektedir.
İyi Bir Kuyu Tasarımında Dikkat Edilecek Hususlar
İyi bir kuyu tasarımında dikkat edilecek hususlar şunlardır:
1-Mevcut ve yakın gelecekteki su ihtiyacına yönelik bir kuyu inşa edilmesi gerekmektedir.
2-Akiferin kapasitesiyle uyumlu şekilde, en az düşümle en yüksek debiyi sağlaması için gerekli çalışmalar yapılmalıdır.
3-Uygun yöntemlerle kuyu suyunu kirlilikten korumak ve iyi kalitede su elde etmek temel amaçtır.
4-Ekonomik ve en doğru yöntemlerle kuyuyu inşa etmek için gerekli planlar yapılmalıdır.
5-Ortalama 25 yıl ve daha fazla ömre sahip bir kuyu inşa etmek, uzun süreli bir kullanım için fayda sağlayacaktır.
Su Kuyusu Tasarımı İçin Yapılması Gereken Çalışmalar
Su kuyusu tasarımı için yapılması gereken çalışmalar kısaca aşağıda sıralanmıştır:
1-İş ve işçi sağlığı ile iş güvenliğini konularını dikkate alarak güvenli bir kuyu inşa etmek ve bu kuyunun tasarımını uygun bir şekilde yapmak ilk yapılması gereken işlemdir.
2-Su kuyusunun açılma amacı ve ihtiyaç duyulan su miktarının tespiti yapılmalıdır.
3-Açılacak kuyunun derinliği ve çapının belirlenmesi gerekmektedir.
4-Açılacak kuyunun içinde kaldığı arazinin litolojisi, bölgenin genel jeolojisi iyi bir şekilde bilinmeli ve uygulamada kullanılmalıdır.
5-Açılacak kuyuya ait hidrografik ve hidrojeolojik veriler (dinamik-statik su seviyeleri, yaklaşık debi ölçümü vb. hesaplanması gereken veriler) hesaplanmalı ve doğru bir şekilde yorumlanmalıdır.
6-Kuyunun delinme yönteminin ve her bir yönteme göre kullanılacak malzemelerin belirlenmesi önem arz etmektedir.
7-Kuyunun delinmesi sırasında karşılaşılabilecek sorunların ve alınabilecek önlemlerin tespitinin yapılması şarttır.
8-Kuyu şantiye yeri hazırlığı sırasında sondaj makinasının yerleşeceği yerin fiziki özelliklerinin ve bu özelliklere göre yapılacak çalışmaların belirlenmesi gerekmektedir.
9-Kuyu içine indirilecek boru tipi, et kalınlığı, miktarı ve çap seçimi belirlenmelidir.
10-Kazdırılacak çamur havuzlarının adedi ve boyutları tam olarak hesaplanmalıdır.
11-Sondaj derinliği boyunca geçilmesi muhtemel seviye ve birimlerin bilinmesi, ilgili raporların değerlendirilmesi gerekmektedir.
12-Su kalitesini bozabilecek ve problem oluşturabilecek seviyelere ait müdahale yöntemleri belirlenmelidir.
13-Kuyu delinmesini müteakip yapılacak yıkama ve inkişaf işlemleri düzenlenmelidir.
14-Kuyu verilerine göre pompa derinliği, pompa tipi ve diğer pompa özellikleri belirlenmelidir.
15-Tüm kuyu projesine ait tüm ek malzeme ve ekipman alımlarının maddi boyutunun hesaplanması gerekmektedir.
SU SONDAJI YÖNTEMLERİ NELERDİR?
Bir delici uç yardımı ile yeryüzünden itibaren içeriye doğru belirli çap ve derinlikte dönen borular ile veya darbeli tel, halat ve delici uç ile kuyular açılmasına “sondaj” denir. Derinde olan ve su taşıyan formasyonlardan en verimli şekilde yararlanma, teknolojiyi en iyi şekilde kullanma, sondaj yöntemleri ile kuyu açarak mümkün olmaktadır.
Uygulama şekline göre sondaj çeşitleri üçe ayrılmaktadır.
Dönerli Çamurlu (Sirkülasyonlu) Su Sondajı (Rotary-Dönerek Çalışan Sistem) Kendi ekseni etrafında dönerek, üzerinde döndüğü yapıyı kesen, koparan veya öğüten döner deliciler aracılığıyla yapılan silindirik biçimli kazı işlemine “döner sondaj” denir. Döner sondajlar üç boyutlu uzayda her yönde ve her doğrultuda yapılabilmektedirler. Gelişmiş bir sondaj sistemidir. Özellikle dişli matkapların kullanılması ile bütün formasyonlarda bu sistem ile sondaj yapmak mümkündür. Önceden belirlenmiş olan sondaj yapılan yere sondaj makinesi yanaştırılmaktadır. Makinenin kurulumunun ardından, su kuyusu açıldıktan sonra sondaj borularının ucundaki matkap ile ister dönerli ister sirkülasyonlu olarak, derinliğe inilir. Geçilen su tabakaları, çatlaklar ya da boşluklar tespit edilerek sondaj işlemi başarıyla tamamlanır. Rotary sistem ile yapılan sondajlarda kesici ve öğütücü bir matkaba, dönme hareketi verecek bir makinaya, kesilen zemin üzerinde matkabın basıncını muhafaza ettirecek bir tertibata ve matkap kesintilerini dışarı atabilecek bir sisteme gereksinim vardır. Bu faktörler kesici aletin, kesilen formasyonun içerisine girmesini sağlar ve sondaj deliğini açar. Her sondajda matkap mümkün olduğu kadar sabit bir hızla döndürülmeli ve sabit bir basınç altında düzgün bir şekilde çalıştırılmalıdır.
Döner sondaj sistemlerinin isimleri ve işlevleri:
Dönme sistemi: Dönme ve Delme. Vinç Sistemi: Taşıma. Güç Aktarma Sistemi: Güç İletimi.
Dolaşım Sistemi: Boşaltma ve Temizleme. Sondaj Dizisi: Delme. Döner sondajda, dönme hareketinin yön değiştiriş biçimi üç ayrı ekipman aracılığıyla yapılabilir: 1. Döner Masa. 2. Döner Kafa. 3. Morset. 4. Top Drive. Döner sondajda, çelik halatların üzerlerine sarıldığı iki tür makara bulunmaktadır: 1. Taç Makara. 2. Gezici Makara. Döner sondajda, genellikle gezici makaraya, gezici makara bulunmadığı durumda ise doğrudan iş halatına bağlı olan özel kancalar kullanılmaktadır.
Dönerli Sondajın Avantajları
İlerleme: Darbeli sisteme göre rotary sistem ile yapılan sondajlarda daha çok ilerleme yapılmaktadır.
Ekonomiklik: Su sondajında, sondaj hızını ve verimini arttırarak maliyetleri düşürür.
Güvenlik: Su sondajında rampadan tij alma, sökme ve takma işlemlerini kolay bir şekilde yaparak kaza riskini en aza indirebilir.
Verimlilik: Sondajdaki sökme/takma işlemlerini, kelly kullanarak yapılan sondaja oranla birkaç kat daha hızlı yapabilir. Takım sıkışması, kopması ve diğer manevra problemlerini en aza indirebilir.
Prestij: Su sondajında da teknolojiye ayak uyduran şirketler her zaman diğer şirketlerden bir adım önde olacaktır.
Dönerli Sondajın Dezavantajları
Kalifiye Eleman Gerekliliği: Sondajın hızı ve güvenliği ancak deneyimli personel ile sağlanabilmektedir.
İşletme Pahalılığı: Zamanla ekstra tüketim malzemeleri gerektirebilir.
Su Gerektirmesi: Darbeli sondaja kıyasla oldukça fazla su kullanılır.
Darbeli Havalı (Kompresörle) Su Sondajı (Percussion-Darbeli Çalışan Sistem)
Halat veya rijit çubuklarla, keskin ağızlı ağır bir kazıcının formasyonun üzerine serbest bırakılarak derinliğe doğru yapılan kazı işlemi sonucunda oluşan kırıntıların kova vb. gereçlerle yukarı alındığı sondaj işlemine “darbeli sondaj” denir. Sondaj sistemlerinin başlangıcıdır. Bugün kullanımı çok seyrektir. Yerini darbeli-döner sisteme bırakmıştır. Bu yöntem, sert-sıkı zeminlerde kullanılmaktadır ve önceden belirlenmiş olan lokasyona/sondaj yerine makine yanaştırılıp, kurulmalıdır. Kurulma tamamlandıktan sonra da sondaj makinesine 25 bar gibi bir hava basan kompresörlerin hortumları bağlanılmalıdır. Ardından diğer yönteme göre matkap yerine değişik ebatlarda olan tabanca ve bitler bağlanmaktadır. Daha sonra da çalışmaya başlanmalıdır. Tabancanın içerisinde piston sistemi bulunduğu için bitin üzerine darbe yaptırılmalıdır. Arazinin sertliği fark etmeksizin delme işlemi her türlü kolayca yapılabilmektedir. Bu sistem ile yapılan sondajlarda ağır bir matkabın ve sondaj çubuğunun eşit aralıklar ile indirilip kaldırılması sonucunda oluşan darbe kuvveti ile sondaj deliğinde rastlanan formasyon parçalanır ve zemin gevşetilir. Gevşetilmiş bu zemin ve yeni kesintiler bir çamur 20 kovası veya kum kovası (Bailer) ile kuyudan çıkarılır. Kuru bir kuyu açarken matkap kesintilerinin atılmasında zayi olan suyu telafi etmek amacı ile su ilave edilmelidir. Sert kayalarda kuyu, genellikle muhafaza borusu olmadan açılabilir. Fakat yumuşak, heyelana ve yıkılmaya müsait veya sertleşmemiş formasyonlarda ise sondaj yapabilmek için muhafaza borusu kullanılır. Darbeli sondaj genellikle bir kule, kablolu vinç, aletleri kaldırmak ve indirmek için bir darbe sistemi ve motordan oluşur.
Darbeli Sondajın Avantajları
Dışa Bağımsızlık: Kullanılan araç ve gereçler ülkemizde üretilebilmektedir. Ancak döner sondaj için de bugün pek çok elemanın yerli üretimi mümkündür. Bu nedenle, bu avantaj hemen hemen ortadan kalkmıştır denilebilir.
İşletme Ucuzluğu: Akaryakıt dışında ekstra tüketim malzemesi gerektirmez. Ayrıca, tüketim malzemelerinin de kullanım ömrü oldukça uzundur.
Su Gerektirmemesi: Döner sondaja kıyasla oldukça az su kullanılır. Gereksiz su tüketimini ortadan kaldırmaktadır.
Tüm Formasyonlarda Kullanılabilirliği: Tüm formasyon çeşitlerinde kullanılabilmektedir.
Örnek Almadaki Üstünlüğü: Gecikme ve karışma olmaksızın örnek alabilme özelliği vardır. Temizleme işlemi, hemen dolaşım gerektirmediğinden herhangi bir karışım da söz konusu değildir.
Darbeli Sondajın Dezavantajları
Yavaşlık: Darbeli sondajdan sonra geliştirilen tüm sondaj yöntemleri daha hızlı oldukları için ekonomiklik anlamında darbeli sondajın önüne geçmişlerdir.
Emek ve Yoğunluk: Sondaj dizisi elemanlarının ağırlığı, birden fazla personeli ve yoğun bir iş gücünü gerektirmektedir.
Kalifiye Eleman Gerekliliği: Sondajın hızı ve güvenliği ancak deneyimli personel ile sağlanabilmektedir.
Düşey Sondaj Sınırlığı: Yerçekimi ile potansiyel enerjinin kinetik enerjiye dönüşümü sağlandığı için, düşey yönlerden farklı yönlerde de sondaj mümkün olamamaktadır.
Kombine (Çamurlu-Havalı) Su Sondajı
Bu sondaj yöntemi yukarıdaki iki sondaj yönteminin birleştirilmesi ile ortaya çıkmıştır. Yeraltındaki değişiklikler meydana geldiğinde bu yöntem kullanılır. Gevşek yapıda bulunan birimleri çamur sirkülasyonlu sondaja geçilir. Ardından da bu yerler geniş muhafaza boruları ile birlikte filtreli veya filtresiz olarak borulandırılır. Bu geniş muhafaza borusunun içerisinden havalı sisteme geçiş yapılır ve sondaj işlemi böylelikle tamamlanır.
Delgi Çapına Göre Sondaj Çeşitleri
Delgi çapına göre sondaj çeşitleri üçe ayrılmaktadır.
Dar Çaplı Sondaj
Delgi çapı 6’’den küçük olan sondaj tipidir.
Geniş Çaplı Sondaj
Delgi çapı 6’’-24’’ arasında olan sondaj tipidir.
Çok Geniş Çaplı Sondaj
Delgi çapı 24’’den büyük olan sondaj tipidir.
Delgi Derinliğine Göre Sondaj Çeşitleri
Delgi derinliğine göre sondaj çeşitleri dörde ayrılmaktadır.
Çok Sığ Sondaj
Derinliği 100 metreden daha az olan sondajlardır.
Sığ Sondajlar
Derinliği 100 metre ile 1000 metre arasındaki sondajlardır.
Derin Sondajlar
Derinliği 1000-4000 metre arasındaki sondajlardır.
Çok Derin Sondajlar
Derinliği 4000 metreden fazla olan sondajlardır.
SU KUYUSU AÇMA YÖNTEMLERİ NELERDİR?
En çok kullanılan su kuyusu açma yöntemleri aşağıda belirtilmiştir. Bu yöntemler eski yöntemler olup artık aktif olarak kullanılmamaktadır. Günümüzde su sondajı yöntemleri ile su bulmak, daha bilimsel ve ekonomik olup akıl ve mantığa daha uygundur. 10.1 Keson Kuyu Yöntemi Keson kuyu yöntemi kullanıldığında su içeren yüzeye yakın tabakalar, geniş bir şekilde kazılarak açılmalıdır. Keson kuyu yöntemi ile verimli su elde edilemez. Hatta çok kısıtlı su bile alınabilir. Keson kuyu yöntemi yağışlara bağlı olduğu için bazen kısıtlı, bazen de istenilen su miktarı alınabilmektedir. Keson kuyu, 5 metreye kadar kepçe ya da ekskavatörlerle açılabilir. Kuyunun 5 metreden sonrası için el ile açmak gerekmektedir. El ile açmada sert zeminde uzun süreler boyunca sondaja devam etmek gerekebilir. Keson kuyu yönteminde, keson kuyu ruhsatıyla elektrik almak zor olup sondaj açtırmak daha mantıklı bir yatırım olacaktır. Bu yöntemde, keson kuyu açma fiyatları çapına göre değişiklik göstermektedir. Keson kuyu maliyetleri yüksektir ve sondajdan çok daha pahalıya mal olup verimsiz bir yöntemdir. Keson kuyu büzü, yüksek maliyetli beton bloklardır.
Çakma Kuyu Yöntemi Çakma kuyu yöntemi, genellikle su seviyesinin yüzeye yakın bulunduğu yerlerde kullanılmaktadır ve kova yardımı ile birlikte malzemeler alınarak su kuyusu yapılmaktadır. Eğer kuyu açma esnasında iri taneli malzeme çıkarsa balta yardımı ile malzemeler kırılıp, ilerlemeye devam edilmektedir.
El İle Kuyu Açma Yöntemi
El ile kuyu açma yönteminde, 1-1,5 metre çapındaki kuyular, uzun süreli çalışma gerektiren, sondaj açmaktan çok daha zor olan bir iştir. Bu yöntemde, su kuyusu ve artezyen kuyu açma fiyatları yüksektir. Bu yöntem, betonlu/hazır büzlerle kuyunun göçmesini engellemek gibi yorucu ve tehlikeli işler içermektedir. Eskilerden günümüze kadar gelmiş olan el ile kuyu açma yöntemi, teknolojik gelişmelerle birlikte artık yerini su sondajı yöntemlerine bırakmıştır. Son teknoloji cihazlarla yapılan su sondajları her yönü ile daha uygundur.
SU SONDAJI NASIL YAPILIR?
Su sondajının nasıl yapıldığını kısaca sırasıyla açıklamaya çalışacağım. Su sondajı ile ilgili herhangi bir eksiklik veya hata olduğunu düşünüyorsanız, bu konuya hâkim olan, daha iyi bilen, tecrübeli kişilere danışılmasını tavsiye ediyorum. Su sondajı; derinde olan, su taşıyan jeolojik formasyonlardan en verimli şekilde yararlanmak amacıyla uygulanan sondaj türüdür.
Su sondajında ilk önce yapılması gereken iş, iş ve işçi sağlığı ile iş güvenliği talimatlarının tam olarak sağlanmasıdır. Sondajda çalışan ve çalışacak olan kişilere, iş ve işçi sağlığı ile iş güvenliği konularında yeterli seviyede eğitim verilmeli ve gerekli uygulamalar yaptırılmalıdır. Sondaj alanına iş güvenliği için kırmızı-beyaz şerit çekilmesi gerekmektedir. Sondaj yapılan bölgeye yabancı kişilerin giriş-çıkış yapması engellenmelidir. Rahat bir şekilde yapılan sondaj işleminde başarı oranı artmaktadır.
Su sondajı işlemleri bilimsel ve teknik olmalıdır. Sondaj işlemlerinde kulaktan dolma bilgilerle, tahmini ve hayali işlem yapılması teknik olarak uygun değildir. Teknolojik ilerlemeler göz önüne alındığında sondajda başarı oranı % 100’lere ulaşmıştır. Sondaj işlemlerinde üç temel ilke vardır: 1. Tasarruf olmaz. 2. İhmal olmaz. 3. Sondaj hata kabul etmez. Su sondajı için ilk olarak sondaj açma konumu/lokasyonu belirlenir, bu konum arazinizin/arsanızın/tarlanızın en uygun yerine yapılması en iyi seçenektir. Arazide GPS ile koordinatlar belirlenip, arazinin topoğrafik haritası çıkarılmalıdır. Bunun sebebi ise, sondaj bakımı gerektiren durumlarda müdahalenin kolay yapılabilmesidir. Arazinin krokisi ve kuyu başı logunun çizilmesi, litolojinin belirlenmesi kuyu için gereklidir. Ayrıca kuyu yerinin ölçeksiz krokisinin çizilmesi de önemlidir. Su sondajı için kuyu açılması planlanan yere ilk gidildiğinde, açılacak su kaynağın tipi belirlenmelidir. Jeolojik yapılara; dokanak, fay gibi dikkat edilmelidir. Çalışma alanının topoğrafik seviyesi belirlenmelidir. Kuyu açılacak olan bölgede bulunan kayaçların jeolojik anlamda çeşitliliği önem arz etmektedir.
Su verimliliği açısından doğru yer tespiti çok önemlidir. Yeraltı suyunu tespit etmek için kullanılan etkili yöntemler şunlardır:
1-Jeolojik Etüt: Su aranacak bölgenin jeolojisi incelenir ve yorumlanır.
2-Jeofizik Etüt: Aletsel yöntemlerden, elektrik (rezistivite) yöntemi ile istenilen derinlikler taranıp, su içeren tabakalar ya da akiferler tespit edilir. Tespit edilen su verimi açısından uygun olan noktalarda ihtiyaca göre sondaj uygulamasına karar verilmelidir. Ayrıca, çalışılacak bölge giriş-çıkışı kolay olan, sondaj araç trafiğine uygun bir yerde olmalıdır. Çalışma alanına gelecek olan vincin rahatça çalışabilmesi gerekmektedir. İkinci olarak bölgenin araştırması yapılmalıdır. Bölgedeki sondajların bilgilerini elde edebilmek önemlidir. Bölgenin araştırması yapılırken en iyi bilgi alabileceğiniz örnek, size en yakın sondaj kuyusudur. Size en yakın sondaj kuyusundan daha önce kaç metrede su çıkmış ise, sizin kuyunuzdan da yaklaşık olarak aynı derinliklerde su çıkması beklenilebilir. Ayrıca, çevredeki diğer kuyuların da yerlerinin belirlenmesi gereklidir. Bu bilgilerin bilgisayar ortamına aktarılıp, kaydedilmesi gerekmektedir. Burada önemli olan husus, etraftaki kuyulara ve diğer varlıklara zarar vermeden yeni kuyular açabilmektir. Üçünce kısım, sondaj kuyusunun çapının belirlenmesidir. Bu durumda, sondaj açtırmak isteyen kişinin, su ihtiyacına göre karar verilir. Örnek vermek gerekirse, 140’lık sondaj borusu içine en büyük motor 4 inç ve 10 hp’ye kadar dalgıç motor ve pompa inebilir. Bu şartlarda, günlük bazda (24 saat içerisinde) en fazla 200-300 ton su alabilirsiniz. Ama 175’lik sondaj borusu kullanırsanız, içine 6 inç ve 60 hp’ye kadar dalgıç motor ve pompa inebilir ve günlük 1000-2000 ton su alabilirsiniz. Dördüncü kısım, lokasyon ve çap belirlendikten sonra sondaj makinesinin lokasyona getirilmesidir. Araçlar lokasyona uygun şartlarda nakliye edilmelidir. Beşinci kısım, İhtiyaçlar göz önünde bulundurularak istenilen çapta matkaplar kullanılarak sondaj işlemine başlanır. Sondaj esnasında, her 10 metrede bir numuneler alınır. Eğer havalı sondaj açılıyorsa numune alımına gerek yoktur. Nedeni ise, su çıktığında zaten kendini belli etmektedir. Havalı sistemde açılıyor ise, özel drill (sondaj) kompresörü getirilmelidir.
Altıncı kısım, delgi işlemi tamamlandıktan sonra ekipmanlar (matkap, tij, ağırlık vs.) kuyudan çıkartılmasıdır. Daha sonra istenilen çaptaki kapalı ve filtreli borular kuyunun projesine göre indirilir. Borular ile kuyu cidarı arasında yıkanmış ve elenmiş çakılla doldurulduktan sonra, kuyu kompresör (hava) ile berrak su gelene kadar temizlenir. Kuyu inkişafı amacına ulaştıktan sonra, kuyu ağzı betonu hazırlanıp pompa indirilecek şekilde uygulama tamamlanır.
Yedinci kısımda ise en önemli noktalardan birisidir. Sondaj bitirilirken içine inecek olan PVC özel sondaj borusunun (şartlara göre diğer sondaj malzemelerinin) sayısı ve metresi not alınır ve inen mesafe kadar hesaplaması yapılır. Boruları indirirken çok hassas bir şekilde hareket edilmelidir. Borular indikten sonra sondaj teslim edilmiş olarak kabul edilir. Sekizinci kısımda ise, genel değerlendirme yapılarak özel sondaj için dalgıç motor ve pompa seçimi yapılmalıdır. Değerlendirme işleminde, sondaj esnasında edinilen bilgilere göre tahmini sondaj suyu miktarı debisi ve metraja göre seçilir. Burada metrajın önemi ortaya çıkmaktadır. Sondajda, galvaniz boru ya da özel sondaj borusu ile yassı enerji kablosu, metraja göre hesaplanır ve kesit/kesitleri belirlenmelidir. Bu işlemlerden sonra, pano seçimi yapılmalıdır. Bu panolar, analog ve dijital olmak üzere iki çeşittir. Bazı panolar, LCD ekranlı cihazlardır ve çok kullanılmaktadırlar. Dokuzuncu kısım ise, pompa verimi ve tecrübeleridir. Sondajda, dalgıç pompa indirildikten sonra enerji verilmelidir ve bir kaç saat boyunca amperi, su verimi, debisi ve diğer gerekli tüm kontrolleri yapılarak tüm sistem teslim edilmelidir. Sondaj teknolojisini takip etmek ve bu teknolojiyi uygulayabilmek bu işteki başarıyı artırmaktadır. Bu şekilde düzgün yapılmış olan sondajlarda başarı oranı her zaman yüksek olacaktır.
Dünya Çapında Kabul Edilen Sondaj Standartları
Dünya’da sondaj ekipmanına egemen olmuş üç standart mevcuttur.
1-DCDMA Standartı: Ölçüler inch ve feet cinsinden olup harflerle söylenir ve gösterilirler.
2-CRAELIUS Metrik Standartı: İsveç’te Craelius tarafından geliştirilmiş olup ölçüler milimetre ile gösterilmektedir.
3-COMECON Standartı: 1978 yılında Sovyetler Birliği’nde kabul edilen bir standart olup ölçüler milimetre ile ifade edilmektedir.
SU SONDAJININ YAPIM AŞAMALARI
Su sondajının yapım aşamaları aşağıda kısaca açıklanmaya çalışılmıştır. Bu aşamalar:
1-Sondaj yapılması planlanan bölgeye/alana/sahaya ulaşılması.
2-Sondaj yapılması planlanan bölgedeki önceden açılmış kuyularla ilgili bilgi edinilmesi.
3-Sondaj için etüt yapılması ve sondaj kuyusunun çapının belirlenmesi.
4-Sondaj makinesinin (kamyonunun) lokasyona getirilmesi.
5-Sondaj işlemine, yapılan su etüdü sonrasında yeraltı suyu açısından en verimli olarak tespit edilen yerden delme işlemine başlanılması.
6-Sondajda istenilen çaptaki kapalı ve filtreli borular kuyunun projesine göre indirilmesi.
7-Delgi işlemi tamamlandıktan sonra ekipmanlar (matkap, tij, ağırlık vs.) kuyudan çıkartılması.
8-Çalışmadan sonra istenilen derinliğe ulaşıldığında delici matkap ve borular dışarıya çıkarılarak, küçük çapta bir muhafaza borusu yardımı ile kuyunun bir muhafazaya alınması.
9-Borular ile kuyu cidarı arasındaki yerin yıkanmış ve elenmiş çakılla doldurularak kapatılması.
10-Sondaj kuyu ağzı betonu hazırlanıp pompanın indirilmesi.
11-Sondaj bitirilirken PVC özel sondaj borularının indirilmesi.
12-Özel sondaj için dalgıç motor ve pompa seçimi yapılması.
13-Dalgıç pompanın indirilmesinden sonra enerji verilmesi ve bir kaç saat boyunca su verimi, debisi, amperi vb. gerekli tüm kontrollerin yapılması.
14-Açılan kuyu temizlenir, basınçlı hava ve pistonlama ile kullanıma hazır hale getirilmesi.
15-Su sondajı işlemlerinin güvenli bir şekilde bitirilmesi şeklinde sıralanabilmektedir.
Su Sondajlama Teknikleri
Su sondajında kullanılan teknikler birbirinden farklı özellikler göstermektedirler. Sondaj yapılacak olan bölgenin jeolojik yapısı, zamana ve diğer şartlara bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Buradaki önemli nokta, kayaç yapısı dayanıklı veya sert olan ortamlarda kullanılması gereken sondajlama teknikleri ile daha dayanıksız veya yumuşak olan ortamlarda kullanılması gereken sondajlama teknikleri tabii ki birbirinden farklı olmalıdır. Dayanıklı ve sert zeminlerde kullanılan sondajlama tekniği hava sirkülasyonudur. Dayanıksız ve yumuşak zeminlerde kullanılan sondajlama tekniği ise, çamur sirkülasyonudur. Bu teknikler kişilere, zamana, bölgeye vb. nedenlere göre değişiklik gösterebilmektedir.
SU SONDAJI YAPTIRIRKEN NELERE DİKKAT EDİLMELİDİR?
Su sondajı yaptırırken şu konulara dikkat edilmesi gerekmektedir:
İlk olarak deneyimli ve güvenilir bir su sondajı firması bulmak, firmayla anlaşmak ve bu firmayla çalışabilmek en önemli unsurdur. Çalışma alanı, su sondajı ve kuyu açmak olan alanında tecrübeli bir ekiple çalışılması maddi açıdan oluşabilecek kayıpları en aza indirmede başarılı bir tercih olacaktır. İşin verileceği firmanın çok iyi analiz edilmesi, yeterliliklerinin sorgulanması ve yeterli belgelere sahip olmaları tercih sebebi olarak diğer firmalardan bir adım öne geçirecektir. Sondaj işlemleri yapılırken farklı jeolojik yapıdaki sondaj teknikleri uygulanabilmektedir. Özellikle maddi açıdan maliyeti düşünerek sadece sondaj birim fiyatının baz alınmaması doğru bir karar olacaktır. Gerekli fiyat araştırmaları yapılıp doğru fiyatlandırma yapılarak, olası kayıplar veya sürpriz ek maliyetlere fırsat verilmemelidir. Size yakın olan veya yakın sayılabilecek bir bölgede/arazide/alanda kaliteli bir sondaj kuyusunun açılmış olması ve yüksek miktarlarda su çıkmış olması, sizin bulunduğunuz bölgede veya alanda da aynı kalitede su çıkacağı anlamına gelmemektedir. Su sondajı, tecrübeli kişi veya kişiler tarafından yapıldığında başarı oranı çok yüksek bir sondaj çeşididir. Başarılı olabilmek için gerekli olan araştırmaların zamanında yapılması gerekmektedir.
SONDAJ AÇARKEN SUYUN ÇIKTIĞINI NASIL ANLARIZ?
Sondaj esnasında suyun çıkıp çıkmadığını anlamak için birçok yöntem vardır. Bunu anlamak için öncelikle hangi sistemde sondajın açıldığını bilmemiz gerekir, her yöntemin kendine göre avantajları ve dezavantajları vardır. Her sistem kendine özel zeminlerde başarılı sonuçlar vermektedir. Bir örnek vermek gerekirse, kumlu bir zeminde havalı sistem sondaj açmanız uygun olmaz. Ortamdaki hava kumu dağıtabilir ve kuyunun çökmesine sebep olabilir. Tavsiye edilen kumlu zeminde, sulu klasik sistemde sondaj açılmasıdır. Dayanıklı ve sert zeminde ise, klasik sulu sistem ilerleyemez ve sondajı açamaz. Bu durumda, havalı sistem devreye girer ve en sert zeminlerde bile görevini en iyi şekilde yaparak en uygun sürede sondajı bitirmektedir. Burada önemli olan konu; doğru sondaj tekniğini, doğru yerde ve doğru bir şekilde kullanmaktır. Su sondajında, artezyen suyun çıktığını anlamak için ise, sondaj açma yöntemini bilmemiz gerekmektedir. Eğer sulu eski klasik sistemde sondaj açılıyor ise, bu durumu tespit etmek zordur. Sadece zemine göre tahminler yürütülebilmektedir. Eğer havalı sistemde sondaj açılıyor ise, sondaj açarken hava kompresörünün etkisiyle kuyudan çıkan malzeme ve toprakla birlikte suyun da gelebileceği düşünülmelidir. Bu durumda, sondajdan akan suya göre durum tespiti yapılabilmektedir.
SONDAJ SUYUNUN DEBİSİNİN ÖLÇÜMÜ
Sulu sondaj sisteminde, sondaj kuyusu açıldıktan sonra sondajın temizlenmesi gerekmektedir. Bu temizlik esnasında debi ölçümü yapılmalıdır. Debi ölçümü, basit yöntemlerle de tespit edilebilir. Öncelikle birkaç tanımdan bahsetmek gerekmektedir.
Su sondajında hesaplanması gereken birçok sondaj değeri mevcuttur. Bu değerler; statik su seviyesi, dinamik su seviyesi, düşüm, artık düşüm, kuyu debisi, özgül debi, tesir yarıçapı, ölçme noktası, ölçme noktası yüksekliği, porozite, özgül verim ve özgül tutum, permeabilite katsayısı, iletimlilik katsayısı, depolama katsayısı vb. birçok hesaplanabilecek değerler bulunmaktadır. Sondaj suyunun debisinin ölçümünün nasıl yapıldığını basit bir örnekle anlatmak gerekirse, ilk etapta 10 litrelik bir varil hazır edilmelidir. Bu varile ek olarak cep telefonu gibi kronometre özelliği olan bir cihazın da hazır olması gerekmektedir. Daha sonra, debi hesabı için kuyunun ağzından çıkan suyu, varilin içine koyduğumuz andan itibaren kronometre başlatılmalıdır. Bu su, varili doldurduğu an kronometre durdurulmalıdır. Sondajda suyun debisi kısaca bu şekilde hesaplanmaktadır. Sayısal olarak ta bir örnek vermek gerekirse; suyun, 10 litreyi 10 saniyede doldurduğunu baz alırsak 1 saniyede 1 litre su verimi vardır, denilebilir. 1 litre x 60 saniye sonucunda 1 dakikada 60 litre yapmaktadır. 60 litre x 60 dakika hesapladığımızda 3.600 litre yapmaktadır. 3.600 litre x 24 saat sonucunda günlük verim olarak 86,4 ton su verimi var denebilir. Tabii ki bu hesap, olayın kısaca anlaşılması için hazırlanmıştır. Ayrıca, sondaj suyunun debisinin ölçülmesinde kullanılan yöntemler şunlardır:
2) Parshal savağı. 3) Orifis kovası. 4) Hacmi belli kaplar kullanılmaktadır.
Su seviyesinin ölçülmesinde kullanılan aletler şunlardır:
1-Artezyen Olmayan (Serbest Akifer) kuyularda;
2-Artezyen kuyularda; e) Plastik boru. f) Manometre kullanılmaktadır.
SONDAJ ÇALIŞMALARI SIRASINDA KARŞILAŞILAN SORUNLAR VE ÇÖZÜMLERİ
İçme suyu sondaj çalışmalarında istenilen, sorun çıkmadan kuyunun tamamlanmasıdır. Kuyu maliyetinin artmaması, iş emniyeti, emeğin boşa gitmemesi için gerekli tedbirlerin alınması gerekmektedir. Aksi halde her zaman sorunlarla karşılaşılıp tahlisiye işlemleri yapılması gerekebilir. Sorunların çıkmaması için gerekli tedbirler alınsa dahi bazı kuyuların açılması sırasında sorunlar çıkmaktadır. Bunların nedenleri araştırıldığında; 1. Formasyondan Doğan Nedenler: Delinen formasyonun yapısal, fiziksel, kimyasal ve hidrolik özelliklerinden dolayı bazı güçlükler çıkmaktadır.
Formasyonun devamlı yıkılabilir ve akıcı özellikte olması,
-Kil, tüf gibi şişme özelliğine sahip olması,
-Silt, jips, turba gibi su kalitesini bozacak özellikte olması,
-Çatlaklı, boşluklu, mağaralı olması,
-Kuyu açılan havzada gaz bulunması gibi nedenler önemli etkenlerdir.
Malzemeye Bağlı Nedenler:
-Kullanılan malzemelerin zamanında kontrol edilmemesi,
-Tij, ağırlık, sap, kolon borusu ve hava borusundan kullanılmayacak durumda olanların zamanında ayrılmaması,
-Malzemenin kalitesiz olması veya kalite bakımından kullanılan malzemenin uyumsuz olması,
-Malzemede imalat hataları,
-Sondaj çalışmalarına uygun olmayan malzemenin kullanılması,
-Kullanılması gereken malzeme ve ekipmanın (köpük, muhafaza borusu, bentonit, teçhiz, vb.) zamanında şantiyede bulundurulmaması gibi nedenler de önemlidir.
Personele Bağlı Nedenler:
-Personelin sondaj çalışmaları sırasında gerekli özeni göstermemesi, bağlantıların yeterince sıkılmaması, malzemenin sökülmesi sırasında gerekli tedbirlerin alınmaması,
-Personelin yeterince sondaj tekniğini öğrenmemiş olması ve ihmalkâr davranışlar,
-Personelin işi kısa sürede bitirme isteği ve iş verimini artırma düşüncesi gibi nedenlerdir.
Su Kuyularının Açımı Sırasında Meydan Gelen Ani Olaylar:
-Sondaj makinesi, jeneratör, kompresör arızaları,
-Yağmur, sel, fırtına, deprem gibi doğal afetler,
-Kuyu eğriliği gibi nedenler de etkili olmaktadır.
SONDAJ TAKIM DİZİSİNİN SIKIŞMASI
Sondaj çalışmalarında en çok karşılaşılan sorundur. İlerleme sırasında takım dizisinin dönüşünün aniden durması, sondajda ilerlemeye ara verildiğinde; çalışmaya başlamak için takım dizisinin döndürülmesi, takım dizisinin kuyu dışına doğru yukarı çekilmesi gibi durumlar gözleniyorsa takım dizisi sıkışmıştır. Bu konuda dikkat edilmesi gereken hususlar şunlardır;
1-)Takım dizisi döndürülmeye çalışılmalı, sondaj çamuru dolaşımı yoksa çamur dolaşımın sağlanması için uğraşılmalıdır.
2-)Takım dizisinin yukarı doğru çekilmesi için zorlanmamalı, mümkünse kuyu tabanına doğru takım dizisi düşürülerek serbest hale getirilmelidir.
3-)Takım dizisinin sıkışması sorunu çözülmeye çalışılırken, kuyu ağzında gerekli tedbirler alınarak yukarıdan anahtar, silip gibi malzeme düşürülmelidir.
4-)Takım dizisinin kuyuya düşürülmesi için kuyu ağzında gerekli tedbirler alınmalıdır.
5-)Takım dizisinin kaç metrede sıkışmış olduğu ve sıkışmanın neden meydana geldiği araştırılmalıdır.
6-)Takım dizisinin kopmasına neden olacak çok yükte asılma veya takım dizisinin aşağı doğru inmesi için çok baskı verilmemelidir. Eğer çok baskı verilirse tijler eğilebilir.
7-)Sondaj çamurunun yeniden yapılması gerekmektedir.
Boru Sıkışmaları
1-)Genellikle teçhiz borularının kuyuya indirilmeleri sırasında gözlenen bir durumdur.
2-)Teçhiz boru sıkışmaları teçhiz borusun kuyuya indirilmesi sırasında baskı verme, vurdurma, çakma gibi nedenlerle meydana gelmektedir.
3-)Teçhiz borusu kuyuya indirilemiyorsa, kuyu dışına çekilmelidir. Sorun giderildikten sonra yeniden teçhiz borusu kuyuya indirilmelidir.
4-)Su ihtiyacı, statik su seviyesi ve geniş çaplı borunun kuyuya indirilme güçlükleri düşünülerek; kuyuya indirilirken sıkışan teçhiz boru çapından daha küçük çaplı teçhiz borusunun indirilmesinde fayda vardır.
Buna rağmen boru sıkışmaları meydana geliyorsa;
−Sıkışan boru kapasitelerine uygun bir kuvvetle fazla zorlanmadan yukarı çekilmelidir.
−Borunun sağlam olduğuna güveniliyorsa döndürülmelidir.
Sondaj takım dizisinin sıkışması ve boru sıkışması gibi durumlarda, bu tür problemleri önceden çözmüş veya çözebilecek olan deneyimli bir jeoloji mühendisinden, sondörden veya sondaj çalışanlarından yardım almak en iyi seçenektir. Bu tür problemleri zamanında çözebilmek hem sondajın maliyetini hem de sondajın bitirilme süresini etkilemektedir.
SONDAJ TAKIM DİZİSİNİN KOPMASI
Takım dizisi kopmalarının çok çeşitli nedenleri vardır. Bu nedenlerden biri veya bir kaçı bir araya gelmesi halinde, takım dizisi elemanlarından birinin en zayıf yerinden koparak alt kısmının kuyuda kalmasına “takım dizisi kopması” veya “takım kesme” adı verilmektedir. Döner sondaj çalışmalarında genellikle takım dizisinin en üstteki ağırlığın diş kısmından veya üzerindeki saptan takım kesmesi şeklinde görüldüğü tespit edilmiştir. Bu konuda en çok görülen veya karşılaşılan problemler şunlardır:
1-Sondaj dizisi elemanlarının dayanıklılık sınırlarını aşan torklar altında çalıştırılması,
2-Aşınmış, yorulmuş, eskimiş, eğilmiş tijlerin, ağırlıklarının veya sapların takım dizisi içerisinde kullanılması,
3-Matkap üzerine verilen baskı kuvvetinin fazla olmasından dolayı dizi elemanlarının kamçılı çalışması,
4-Ölü noktanın, zayıf elemanın üzerine düşürülmesi/düşmesi,
5-Takım dizisi içinde kullanılan tijlerin, kuyu çapına oranla çok daha düşük olması nedeniyle oluşan vibrasyon ve tij kamçılamaları.
6-Çamur kaçağının önlenemediği kuyularda, döner sistemle temiz su ile ilerlemeye çalışılırken kuyu cidarına sürtünen tijlerin aşırı derecede aşınması ve vibrasyona/titreşime neden olması,
7-Dolgu, blok, yıkıntı, kuyu sapması gibi nedenlerle takım dizisi sıkışmalarının meydana gelmesi sırasında takım dizisinin aşırı zorlanması ve çok ani dönüş yaptırılmaya çalışılması,
8-Çamur pompasının düşük basınçta çalışması nedeniyle, sert formasyonlarda dönme devrinin çok yüksek olması,
9-Karstik boşluklu, mağaralı, çatlaklı, sert formasyonlarda büyük çaplı matkapla döner sistem çalışması sırasında matkabın ani dalmalar yapması sırasında,
10-Sert ve yumuşak formasyonlarda yeterli miktarda ağırlık kullanılmaması gibi durumlarda sondaj takım dizisinin kopması meydana gelebilir. Bu tür durumlarda, zamanında ve doğru bir şekilde uyarma, sondaja müdahale etme, gerekli değişiklikleri yapma sondajın devamlılığına ve sürdürebilmesine yardımcı olacaktır.
SONDAJ TAKIM DİZİSİNİN ÇÖZÜLMESİ
Sondaj takım dizisinin çözülmesi; takım dizisinin sıkışması sırasında, takım dizisine ters dönüş verilmesi veya herhangi bir nedenle takım dizisinin sola döndürülmesi ile takım dizisini oluşturan matkap, sap, ağırlık, tij, hammer (çekiç) gibi parçaların dişlerini birbirine eklerken iyice sıkıştırılmamasından meydana gelmektedir. Sondaj dizisinin herhangi bir elemanının bağlantı yerinden çözülerek, çözülme noktası altındaki elemanların kuyu içerisinde kalma olayına “sondaj takım dizisinin çözülmesi” adı verilmektedir. Tijlerin, ağırlıkların, sapların, bağlantı dişlerinin aşınmış olması ve kontrol edilmeden takım dizisine bağlanması da çözülmelere neden olmaktadır. İşin enteresan yanı, sondaj dizisinin sağ dişli, sondajda ilerlemenin sağa dönüşlü olmasından dolayı, normal koşullarda sondajda böyle bir olayın olmaması gerekir. Ancak sondaj takımı bağlantıları konik dişli olduğundan takım dizisi elemanları iyi sıkıştırılmazlarsa, diş kaptırarak daha başlangıçta bağlantı iyi yapılmazsa, ilerleme sırasında veya diziyi yukarı çekerken dizinin bir kısmının sola dönüşü fark edilmezse çözülmeler her an gözlenebilmektedir. Ayrıca takım dizisinin kuyu dışına çıkış manevrası sırasında, gerekli tedbirler alınmadan takım dizisi sökülmeye çalışıldığında da takım dizisi kuyu içerisine düşebilmektedir. Özellikle matkabın sapa bağlantısı çok iyi kontrol edilmelidir. Matkap çözülmelerinde matkabın tahlisiye yöntemleri ile kuyu dışına çıkarılması çok zor olmaktadır. Tij veya ağırlıkların çözülmesi halinde çözülen takım dizisinin üstte kalan kısmı kuyu dışına çıkarılmalıdır. Daha sonra da, alt ucuna bir ortalama hunisi kaynatılarak kuyuya indirilir ve takım yakalanmaya çalışılır. Şayet alttaki takım dizisi yan yatmış ise, ortalayıcı borunun ucuna lama demirden koçboynuzu kaynatılarak çözülen takım dizisi yakalanmaya çalışılır. Koçboynuzu direkt olarak tije kaynatılıp ortalayıcı kullanılmadan da tahlisiye takımı oluşturulabilir veya sadece ortalayıcı tije kaynatılarak da aşağıda çözülen dizi yakalanmaya çalışılabilmektedir. Tüm çabalara rağmen tijlerin birbirine bağlanarak kurtarılabilmesi mümkün olmuyor ise, çözülen takımın bağlantı yerleri bozulmuş veya dolmuşsa, erkek veya dişi tahlisiye kullanılarak özel kurtarma takımı ile takım dizisi kuyu dışına çıkarılabilmektedir. Matkaplar, kuyu içerisinde yan yatmış durumda ise kurtarılmaları çok zor olmaktadır. Özellikle yumuşak/gevşek formasyonlarda, kuyu tabanında genişleme olmuş ve ikinci bir matkapla ilerleme yapılıyorsa veya kuyuya teçhiz borusunun inmesini engellemiyorsa, kuyuda kalan matkabın yanında ilerleme yapılmalıdır veya teçhiz borusu kuyuya indirilmelidir. Şayet ilerlemeyi ve teçhiz borusunun kuyuya indirilmesini engelliyorsa, sağlam zincirler ve kancalardan tahlisiye dizisi oluşturularak matkap kuyu dışına çıkarılmaya çalışılmalıdır. Bunun için, öncelikle 50 cm. 8” teçhiz borusu kesilmeli ve alt ucuna zincir kancalar monte edilmelidir. Bu tahlisiye aleti, matkap sapına kaynakla kaynatılır. Tahlisiye dizisi oluşturularak matkabın üzerine kadar indirilip tahlisiye dizisi yukarı çekilerek zincir ucundaki kancaların matkabı yakalamasına çalışılmalıdır. Matkapların veya Button Bitt’lerin çözülmesi halinde kuyudan çıkarılmaları oldukça zordur. Kuyuda, matkap veya Button Bitt’lerin çözünmesi halinde tespit edilmesi gereken en önemli nokta, matkabın dik olarak durup durmadığının kontrol edilmesidir. Şayet matkap dik olarak duruyor ise, matkap sapı bağlı olarak kuyu dışına çıkarılan takım dizisinin ucuna ortalayıcı kaynatılıp kuyu içine indirilerek, matkabın dişleri üzerine sapeldiğinde anahtar ile kuyu ağzından çevrilerek matkap dişlerin sapa tutturulması sağlanmalıdır. Daha sonra takım dizisi kuyu dışına çıkarılabilir. Çözülmüş Button Bitt’in kuyu içinde dik olarak durması halinde, ağırlığın ucuna en alta doğru genişleyen ortalayıcı kaynatılıp ortalayıcının içerisine 3 yerden makas kaynatılarak Button-Bitt yakalanmaya çalışılmalıdır.
SONDAJDA BORU KOPMALARI
Boru kopmaları, genellikle düşeyden sapmış kuyulara indirilen teçhiz borularında görülmekte olup genellikle çakıllı tahlisiyeler ile kurtarılabilmektedir. Bazen de kopan borular kuyudan çıkarılamadığı için kuyu terkine bile neden olabilmektedir. Kuyuya indirilecek teçhiz borularının çapı; kuyunun teçhizsiz çapı, statik su seviyesi, dinamik su seviyesi, su verimi, delme yöntemi, kuyu sapmaları düşünülerek belirlenmelidir. Hole opener, reamer ve stabilizör kullanılmadan (17½”-15”) geniş çaplı matkap ve Button Bitt’lerle sert formasyonlarda kuyu açımı sırasında kuyuda sapmalar ve Dog-legler oluşarak geniş çaplı teçhiz borularının kuyuya indirilmesini zorlaştırmaktadır. Sondaj çalışmalarındaki tecrübeler göstermiştir ki, sert formasyonlarda kuyu 17½” çapta döner veya dipten darbeli yöntemle delinirken reamer ve stabilizer kullanılmıyor veya önce 12¼” çapta delinip 17½” hole opener ile genişletilemiyorsa, 12” çapta teçhiz borusu 48 metreye kadar rahatlıkla indirilebilmekte ve daha sonraki derinliklerde takılmalar gözlenebilmektedir. Ayrıca, 10” teçhiz boruları 80 metreye kadar rahatlıkla indirilebilmekte ve daha sonraki derinliklerde takılmalar gözlenebilmektedir. Sonuç olarak, statik su seviyesi 60 metreden aşağıda olan ve su verimi çok yüksek olan kuyularda en fazla 10” teçhiz borusu indirilebilmektedir. Teçhiz borusu kuyuya indirilmeye başlandığında, takılma gösterdiği anda kesinlikle baskı verme, çakma ve vurdurma yapılmamalıdır. Sadece zincirli anahtarla döndürülerek indirilmeye çalışılmalıdır. Şayet yine indirilemiyorsa, kuyuya indirilen teçhiz borusu kuyu dışına çıkarılıp kuyuda tarama ve genişletme yapıldıktan sonra kuyuya tekrar teçhiz borusu indirilmelidir. Teçhiz boruları kuyuya indirilirken, baskı verme, çakma ve vurdurma uygulandığında teçhiz borusu sıkışmakta, sıkışan teçhiz borusu kuyu dışına çıkarılmak istendiğinde teçhiz borularında kopmalar gözlenebilmektedir veya herhangi bir sebeple kuyuya düşürülebilmektedir. Teçhiz borusu kuyuda sıkışmakta ve tahlisiye ile yakalanan teçhiz borusu kuyu dışına çıkarılmaya çalışılırken, teçhiz borusunun kaynak yerinden kopmalar gözlenilebilir. Ayrıca, bir miktar teçhiz borusu kuyu içerisinde kalmaktadır.
Takım kopmalarında olduğu gibi boru kopmalarında da şu iki durum görülebilmektedir:
1.Durum: Boru kopmuş, sıkışma yok. 2.Durum: Boru kopmuş, sıkışma var.
Sıkışma vakaları, boru kopmalarında takım kopmalarındakine nazaran daha fazla olmaktadır. Aslında boru kopmaları ekseri hallerde sıkışan boruları çekme sırasında meydana gelmektedir. Bununla beraber başka sebeplerle de borunun koparak kuyunun içerisinde kaldığı görülmüştür. Kopan borular teçhiz boruları ise çoğunlukla içten tutturulurlar. Teçhiz borularının çapları kuyu çapına yakın olduğundan bu boruları dıştan tutturmak zaten çok zordur. Kopan borular teçhiz borusu değilse kuyu çapına nazaran daha küçük çaplı borular ise, bunları dıştan tutmak içten tutmaktan daha kolay ve pratiktir. Bu durumda, uygun çaptaki teçhiz boruları ortalayıcı olarak kullanılıp, teçhiz borusu içerisine makas kaynatılarak veya erkek ve dişi tahlisiyeler yardımı ile tahlisiye dizisi oluşturulur. Kopan borular teçhiz boruları ise, dıştan tutuculu (slipli) kurtarıcılarla borunun içerisinden yakalanır veya daha küçük çaptaki teçhiz borularından çakıl tahlisiye yapılarak, kopan borunun içerisine indirilip iki boru arasına çakıl dökmek sureti ile sıkışma sağlanır. Daha sonra da boru tutularak kuyu dışına çıkarılmalıdır. Dikkatli bir sondaj ekibi, sondajı takip ederse, boru kopmaları da çoğunlukla önlenebilmektedir.
SONDAJ ÇALIŞMALARINDA KURTARMA İŞLEMLERİNİN YAPILMASININ NEDENLERİ
Sondaj çalışmalarında kurtarma işlemlerinin yapılmasının başlıca nedenlerini şu şekilde sıralayabiliriz;
1-Sondaj dizisinin zayıf bir yerinden kopması,
2-İyi sıkılmamış bir bağlantı elemanı veya matkabın sıkışması sırasında dizinin çözülmesi,
3-Sondaj dizisinin çıkış veya iniş manevrası sırasında dikkatsizlik veya kavrama araçlarındaki arıza nedeniyle dizinin kaçırılması,
4-Koruma borularının delikte askıda olan kısmının kaçırılması,
5-Sondaj sırasında matkabın uzun süre çalışması sonucu fazla aşınıp, kopup delikte kalması,
6-Kuyuda killi, şeyli tabakaların şişmesi, plastik formasyonların akması, ani göçmeler, çamur bozulması, pasta kalınlığının artması, dikkatsiz inişler, motorların arızalanmasıyla uzun süreli durmalar veya dizideki çamur kaçaklarının takım sıkışmasına neden olması,
7-Delik boş iken veya sondaj sırasında içerisine demir parçaları, anahtar vb. gereçlerin düşmesi gibi nedenler kurtarma işlemlerinin yapılmasına sebep olmaktadır.
SONDAJ ÇALIŞMALARINDAKİ DOĞAL GÜÇLÜKLER VE KURTARMA ÇALIŞMALARI
Sondaj çalışmalarındaki doğal güçlükler ve kurtarma çalışmalarını iki başlık altında toplayabiliriz: 1. Kurtarmayı Oluşturan Nedenler. 2. Sondaj Kazaları.
Kurtarmayı Oluşturan Nedenler
1-Sıkışmalar.
1.A-Sondaj takım dizisinin sıkışması.
-Çatlaklı, boşluklu, mağaralı sert formasyonlarda ilerleme esnasında takım dizisi sıkışmaları.
-Yumuşak, tutturulmamış kil, tüf, çakıl, kum, siltte ilerlemede takım dizisi sıkışması.
1.B-Sondajda kullanılan teçhiz ve kolon borularının sıkışması.
2-Yıkılma, Göçme, Dolgu.
3-Dolaşım Bozukluğu.
4-Erime.
5-Düşeyden sapma gibi nedenler etkili olmaktadır.
Sondaj Kazaları
1-Kopmalar.
1.A-Sondaj takım dizisinin kopması.
1.B-Sondajda kullanılan teçhiz, kolon ve hava borularının kopması.
2-Çözülmeler.
2.A-Sondaj takım dizisinin çözülmesi.
2.B-Sondajda kullanılan teçhiz, kolon ve hava borularında çözülmeler.
3-Kuyuya herhangi bir malzeme (cisim) düşmesi.
4-Matkap kilitlenmesi gibi durumlarda önemli faktörlerdir.
SONDAJ ÇALIŞMALARINDA MEYDANA GELEBİLECEK KAZALAR VE ALINABİLECEK ÖNLEMLER
Sondaj çalışmalarında meydana gelebilecek kazalar ve alınabilecek önlemler kısaca aşağıda belirtilmiştir. Genellikle sondaj kazalarında formasyonun fazla etkisi olmamaktadır. Ağırlıklı olarak personel ve malzeme hatasından kaynaklanmaktadır. Sondaj kazalarına karşı alınması gereken başlıca önlemler şunlardır:
1.Çalışan personele doğru bir şekilde eğitim verilmesi,
2.Çalışanların, uzman oldukları görevleri yapmaları ve talimat almadan başka görev üstlenmemeleri,
3.Çalışanların hem maddi açıdan hem de manevi açıdan rahat ettirilmeleri,
4.Çalışanların barınma yerlerinin ve çalışma alanlarının düzenli olması,
5.Çalışanların iş konusunda doğru yönlendirilmesi,
6.Çalışanlara yapması gereken işlerde yerinde uyarılar ve öneriler getirilmesi,
7.Çalışan sondaj personeli dışında yabancı kişilerin/misafirlerin şantiye alanında bulundurulmaması,
Çalışanların kaliteli malzeme kullanması,
9.Dişleri bozulmuş, eğrilmiş, kullanılmayacak durumdaki malzemenin sondaj işlemlerinde kullanılmaması,
10.Sondaj çalışmaları için gerekli olan malzemelerin zamanında temin edilmeleri ve işin gerektirdiği malzemelerin doğru bir şekilde kullandırılması,
11.Sondaj işlemlerinde, çalışmanın olmadığı veya çalışmanın durdurulduğu zamanlarda kuyu ağzını kapalı tutmak,
12.Sondaj makinesi üzerinde tamirat çalışmaları yapılırken kuyu ağzını kapatmak,
13.Sondaj çalışmaları sırasında slip veya başka bir malzeme yerleştirilirken, boru inilirken, tahlisiye çalışmaları yaparken çok dikkatli olmak, kuyuya herhangi bir malzemenin düşmesini önleyecek tedbirleri almak,
14.Takım dizisinde bağlantı dişlerini iyice sıkıştırmak, açılması istendiğinde kolayca sökülebilecek tedbirleri almak, dişlere gres sürülmesi, bağlantı yerlerine kendir conta yapılması gibi işlemlerin dikkatli bir şekilde yapılması,
15.Orijinal ve işe uygun malzeme kullanmak, yanlış yedek parça kullanmamak veya kullandırmamak, imalatçı firmaların kullanma talimatlarına uymak,
16.Tamir ve bakım işlemlerini, hem zamanında hem de uzman personellere yaptırmak,
17.Matkaplara yalnız ağırlıklarla yük vermek, başka malzemeler kullanmamak/kullandırtmamak,
18.Kullanılmayan malzemelerin gerekli bakımlarını zamanında yapmak ve kullanılacağı zamana kadar çok iyi bir şekilde muhafaza etmek/ettirmek,
19.Kullanılmayacak durumdaki matkap ve button – bittleri kullanmamak/kullandırtmamak,
20.Sondaj esnasında, ilerleme aşamasında ani hareketlerden kaçınmak,
21.Formasyona uygun sondaj yöntemlerini belirleyerek kullanılmaması gereken malzemeleri kullanmamak,
22.Takım dizisini hiçbir zaman sola (ters) döndürmemek/döndürtmemek,
23.Sondaj çamuru ve köpüğünün işlevini yerine getirecek halde bulundurulmak,
24.Tij ilavesi veya boru ilavelerinde takım dizisini, döner masasına çok sağlam bir şekilde kuyuya düşmeyecek şekilde tutmak, zincirli anahtar ve boru anahtarı ile takım dizisini askıya almamak,
25.Kuyu ağzından blok düşmesini önleyecek tedbirleri almak,
26.Tijlerin burulmasına sebep olacak hareketlerden kaçınmak,
27.Sondaj makinesini kullanan sondörün, ilerleme sırasında ve takım dizisinin kuyuda boş olarak ilerleme yapmadan dönmesi halinde, mutlaka levyenin başında bulunması, Sondörün ani olaylara hazırlıklı olarak sondaj çalışmalarına devam etmesi vb. tedbirlerin zamanında alınması sondaj kazalarını büyük ölçüde azaltacaktır.
Bu konuda, daha birçok önlem bulunmasına karşın gerekli olan hassasiyet gösterilmediğinden dolayı, günümüzde hala birçok sondaj çalışmalarında kazalar meydana gelmektedir.
SONDAJ ÇALIŞMALARINDA KULLANILAN KURTARMA ALETLERİ
Sondaj kuyularında kopan, sıkışan veya tabana düşen tij, matkap, ağırlık, çekiç, butonbitt vb. kuyuya düşen veya işlemler sırasında kuyuda kalan malzemenin kuyu dışına çıkartılarak, kuyunun boşaltılmasına ve tekrar kuyuda çalışılabilir ortama dönülmesine “Kurtarma (Tahlisiye) İşlemi” adı verilmektedir. Kurtarma işlemlerinde kullanılan hazır malzemelere veya şantiyede yapılan malzemelere ise “Kurtarıcı (Tahlisiye) Aletleri” adı verilmektedir. Sondaj çalışmalarında en çok kullanılan kurtarıcı (tahlisiye) aletleri şunlardır; Dişli Kurtarıcılar: Bu aletler, yapılış ve çalışma mekanizmaları bakımından erkek ve dişi olmak üzere ikiye ayrılırlar. Erkek dişli, takımı içten yakalar, dişi dişli olanları ise takımı dıştan kavrayarak çalışırlar. Bunlar çoğunlukla ortalayıcı adı verilen borularla birlikte çalışmaktadırlar. Erkek Dişli Tahlisiye: Kullanılacak oldukları takımın cins ve çaplarına göre değişik ölçülerde imal edilirler. Tahlisiyenin üst kısmında tij bağlantılı dişleri, alt kısmında ise özel olarak yapılmış ve sertleştirilmiş tutucu ince dişleri bulunmaktadır. Gerek tij bağlantı dişleri gerekse gövdedeki tutucu dişler, uygulanacak olan tahlisiye yöntemine göre sağ ve sol dişli olmaktadır. Tahlisiyeler, uygun tijin ucuna takılarak kuyuya indirilir. Konik olan uç kısmı yakalanacak olan ekipman tij, sap, ağırlık, manşon içine girdikten sonra çevrilmesi gerekmektedir. Üstten anahtar ile döndürülerek, pafta gibi diş açtırılarak tahlisiye dizisinin içine girdiği ekipmanı tutması sağlanır. Bunların tije bağlanan kısımları kare, diğer uç kısmı ise “V” dişlidir. Orta kısımlarında ise su kanalları mevcuttur. Bu tahlisiyelerin dişsiz olanları da mevcuttur. Dişsiz olanları çakmak suretiyle kullanılmaktadır. Dişi dişli tahlisiye, kurtarılacak olan ekipmanı içine alarak, ekipmanın dış kısmında diş açarak tutmaya çalışmaktadır. Bu tahlisiyeler, yapılışları itibariyle konik olup, bir tijin hem gövdesini hem de tool jointini tutabilirler. Sağa döndürülerek diş açanlar ‘sağ kurtarıcı’, sola döndürülerek diş açanlar ise ‘sol kurtarıcı’ olarak adlandırılmaktadır. Piyasada bulanan tipleri standart olup isteğe bağlı olarak özel ölçülerde de yaptırılabilir. Bunların tije bağlanan kısımları kare dişli, diğer uç kısımları ise ince “V” dişlidir. Bu ince “V” dişleri sert oldukları için kurtarılacak malzemeyi kolaylıkla kavramaktadır. Bunların orta kısımlarında boydan boya uzanan su kanalları vardır. Genellikle tij ve manşon kurtarmada kullanılırlar. Manyetik Kurtarıcılar Kuyu ağızlarında gerekli önlemler alınmadan çalışma yapılırken çeşitli nedenlerle kuyu tabanına düşen diş, kertik, çıkıntı gibi yakalama yeri bulunmayan ancak manyetik özelliği olan metalik malzemeleri kuyu dışarısına çıkartmak için kullanılan kurtarıcılardır. İki tip manyetik kurtarıcı mevcuttur. Birinci manyetik kurtarıcı mıknatıslı kurtarıcılar, diğeri de elektromanyetik kurtarıcılardır.
Mıknatıslı Kurtarıcılar
Tahlisiyenin alt ucunda kuvvetli bir daimi mıknatıs bulunur. Kuyuya tijler yardımıyla indirilir. Kaldırma ve kurtarma kapasitesi, mıknatısın büyüklüğü ve ağırlığı ile orantılıdır. Kurtarılacak malzemenin kuyu içindeki durumu etkili olmakla birlikte ortalama bir değerde bir mıknatıslı kurtarıcı, kendi ağırlığının beş katı ağırlıkta bir cismi kaldırma ve delik dışarısına çıkarabilme gücüne sahiptir. Ağırlıkları fazla olmayan küçük malzemelerin kuyudan çıkarılmasında tercih edilmektedirler. Elektromanyetik Kurtarıcılar Mıknatıslı kurtarıcılara göre daha büyük ve ağır olan malzemelerin kuyudan çıkarılmasında kullanılmaktadır. Taşıyacağı yük kapasitesi bakımından diğerlerinden daha üstündür. Mıknatıs özelliği, kurtarılacak malzeme üzerine indirildikten sonra oluşturulabildiği için kuyuya indirilirken formasyonda bulunan manyetik özelliklerden etkilenmez.
Diğer Kurtarıcılar – Tutuculu Kurtarıcılar: Erkek ve dişi dişli olabildikleri gibi değişik boyutlu konik ve düz tipleri vardır. Ortalayıcı, gövde ve bağlantı elemanı olmak üzere 3 bölümden oluşur. Gövde içerisine yerleştirilen ve gerektiğinde değiştirilen “slip” adı verilen tutucularla kurtarılacak dizinin çapına uygun kurtarma düzeneği hazırlanır. Sondaj takım dizilerinin kurtarılmaları için kullanılan tutucular genellikle dişi tiplerdir. Mandallı Tutucular: Çalışma sistemleri tutuculu kurtarıcılar ile aynıdır. Ancak tutuculu kurtarıcılar da bulunan slip’in yerini burada mandallar almıştır. Bu mandallar, yukarı doğru kapanan ve en fazla yatay hale gelebilen mandallardır. Bu mandalların kullanılabilmesi için tijin üst ucunda tool joint bulunması gerekmektedir. Ortalama takımları, doğrudan kurtarma işlemi yapmazlar. Sadece kurtarma için uygun ortamı oluşturmaya yarayan aletlerdir. Çözülerek veya düşerek ya da koparak kuyuda kalan takım dizisi elemanlarının kurtarılabilmesi için, kuyudaki malzemenin üst ucunun, kuyu içerisinde, ortalı ve dik pozisyonda olması gerekir; ancak kuyuda kalmış takım dizileri genellikle yana yatık ve kuyu çeperine yaslanmış durumdadır. Kurtarılacak malzemeyi deliğin ortasına getirip dik pozisyonda tutmak, tahlisiyenin kurtarılacak malzemeyi yakalaması için kılavuzluk yapan düzeneklerdir. Bu takımlar iki çeşit olarak üretilmektedirler: 1-Çubuklu Ortalayıcılar. 2-Konik Ortalayıcılar.
Toplama Takımları: Kuyu çapına uygun teçhiz borusunun uç tarafından ince üçgen biçimli şeritler çıkartılarak, borunun ucu konikleştirilir ve dayanaklılığı azaltılarak, kuyudaki malzemenin büyüklüğü ve duruşuna göre konikliğin başladığı yerde boru üzerinde kalan şeritler içe doğru hafifçe bükülerek, eğilmeye daha uygun bir biçime sokulur. Tijler yardımıyla kuyuya indirilir. Kuyu tabanına indirildiğinde az bir baskı uygulanarak yarım devir döndürülür. Tabandaki kurtarılacak malzeme, ağzı büzülen teçhiz borusu içerisine alınarak kuyu dışına çıkarılmaktadır. Kesiciler: Bütün kurtarma yöntemleri denendiği halde takım dizisi kurtarılamıyorsa, takım dizisinin bir kısmını kurtarmak için bu yöntem kullanılmaktadır. Bunlar iki çeşittir.
Hidrolik Kesiciler: Sıkışan takım dizisinin veya borusunun içerisinde kesilmesi düşünülen seviyeye kadar indirilirler. Sondaj sıvısının basıncından yararlanarak kesici bıçaklar gövdeden dışarı doğru açılır ve sondaj dizisi döndürülerek kesim işlemi gerçekleştirilmektedir.
Mekanik Kesiciler: Mekanik tijin iki arasına bağlanarak kesici dizisi oluşturulur. Boru kesme işleminde kullanılırlar. Kesici dizisinin alt ucu kuyu tabanına oturduğunda kesilecek seviyeye kuyunun derinliğine göre dizi uzunluğu ve kesici seviyesi ayarlanır. Üst takım dizisine baskı verilince bıçaklar açılır ve takım dizisi döndürülerek kesme işlemi tamamlanmaktadır.
Kimyasal Yöntemler Asitlenme, kireçtaşı formasyonlarında açılan kuyularda kuyu verimini artırmak, kireçlenme nedeniyle kabuk oluşan filtreli boruları temizlemek ve sıkışan bir takım dizisini kurtarmak için yapılmaktadır. % 10’luk HCl kullanılarak asitlenme yapılır ve kireçtaşı ile HCl tepkimeye girerek kireç taşının etkilenmesi beklenir. Bu yöntem, takım dizisinin sıkıştığı durumlarda kullanılmalıdır.
Kancalı Kurtarıcılar: Beyler halatı veya teçhiz borusu indirme halatının çözülerek, koparak veya kurtularak kuyu içerisine düşmesi halinde veya dalgıç pompa kablolarının koparak kuyu içerisinde kalması durumunda, halatların veya kabloların ağırlıklarına göre değişik tipte kancalı tahlisiye aletleri kullanılır. Düşen halatın boyutları küçük ve ağırlığı az ise, hava borusu veya kolon borusu ucuna kancalar kaynatılarak kullanılmaktadır. Dalgıç pompa kabloları gibi çok ağır ve büyükse, tijlerin ucuna bağlanabilecek 2 m. boyunda sağlam bir borunun üzerine eğik çıkmalar kaynatılarak kullanılmaktadır.
Boru Oyucular: Kuyuya düşürülen malzemenin çapı ve kuyu içerisindeki durumuna göre malzemeyi içerisine alacak şekilde, kuyu tabanına kadar boru indirilir ve borunun tabana tam oturması bastırılarak temin edilir. Şayet kuyu tabanı yumuşak ise, boruya biraz dönüş verilebilir. Borunun içerisinden, tabandan itibaren 1 metreye kadar su+çimento+ince kum+CaCl2 karıştırılarak çimentolama yapılmaktadır. Çimento priz yapınca boru dışarı çekilmektedir.
SONDAJ BİTTİKTEN SONRA TESLİM/TESLİM ALMA VE METRAJIN TESPİTİ
Sondaj bittikten sonra teslim/teslim alma ve metrajın tespiti için iki ayrı hesaplama örneği aşağıda verilmiştir. Bu hesaplamalarda çıkan sonuçlar yaklaşık sonuçlar olup sadece bilgilendirme amacıyla hesaplanmıştır. Zamana, bölgeye ve diğer şartlara bağlı olarak hesaplamalar değişebilmektedir.
1.Örnek: Sondaj işlemi bittikten sonra metrajın tespiti yapılabilmesi için sondaj içerisine inen sondaj borularının ölçülmesi gerekir. Sondaj borularının ölçümü yapıldıktan sondaj borusunun adet sayısı tespit edilmelidir. Bir örnek vermek gerekirse, sondaj borularının ölçüm sonucu 10 metre olduğu kabul edildiğinde kuyudan da sondaj borusu sayısı da 20 adet olduğu hesaplandığında 20×10=200 metre sonucuna ulaşılır. Kelly dönme hareketini de ilave ettiğimizde (200 metre + Kelly dönme hareketini aşağı veren borunun uzunluğunu da eklendiği zaman) +10 metre daha eklenmelidir. Böylece, toplamda 210 metre kuyu derinliğini hesaplamış oluruz. Bu hesaba “Metraj Hesabı” denmektedir. Mühendislik projelerinde metraj hesabı önemli bir yer tutmaktadır. Metraj hesabının doğru hesaplanması sondaj maliyet hesabının da doğru hesaplanması anlamına gelmektedir.
Örnek: Sondajda kullanılan plastik boru sayısı ile de tespit edilebilmektedir. Plastik sondaj borusu ya da demir sondaj boruları kuyuya indirilmeden önce hazırlanır. Kuyunun metresi kadar hesaplama yapılır ve sondaj için indirilmeye başlanır. Bu boruların boyu 4 metredir. Bu borular kuyuya indiği uzunluk kadar hesaplanabilir. Bu hesap şu şekilde olmaktadır. 4 metrelik borulardan 20 tane olduğunu düşünürsek 20×4 metreden 80 metre boru uzunluğu hesaplanır. Sondaj kuyusuna indirilen boru adedi 15 tane olarak kabul edersek 15×4=60 m. inmiş olarak kabul edilir ve hesaplanır. Sondaj bittikten sonra gerekli hesaplamalar kontrol edilmeli ve herhangi bir yanlışlık varsa düzeltilmelidir.
SU SONDAJININ MALİYETİ NE KADARDIR? NASIL HESAPLANIR?
Su sondajının maliyetlerini hesaplanmasında etkileyen birçok etken vardır. Başlıca etkenler şunlardır:
1-Mobilizasyon.
2-Sondaj Açma Sistemi.
3-Teçhiz Çapı.
4-Derinlik.
5-Kuyu Açma Çapı.
6-Döviz Kurlarındaki Değişkenlik vb. gösterilebilir. Bu etkenlerden bazılarını açıklamaya çalışacağım. Mobilizasyon, sondaj makinalarının sondaj açılacak lokasyona/bölgeye/sahaya ulaşma maliyetidir. Bu maliyet, zamana ve diğer şartlara bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Sondaj açmakta kullanılan sistemler fiyatları değiştirir. Sistemin kurulumu ve kullanılmasından dolayı meydana gelebilecek ekstra giderler maliyete eklenmektedir. Bu etkenlere bağlı olarak teçhiz çapı, derinlik, kuyu açma çapı, vb. etkenlerde sondaj fiyatlarını değiştirmektedir. Sondaj fiyatları anlık döviz kurlarına göre değişiklikler gösterebilir. Bu durumun sebebi ise, sondaj yapılırken kullandığımız yakıtın ve sondaj borularının bir kısmının ithal edilmesidir. Yakıtın ithal edilmesi ve sondaj borularının bir kısmının ithal malzemelerden üretilmesi işlemlerinin döviz kuruna bağlı olmasından dolayı sondajın maliyeti de artmaktadır. Yerli üretimin teşvik edilmesi sondaj maliyetlerinin de azalmasını sağlayacaktır. Sondaj fiyatlarını derinlik, sertlik ve kuyu açma çapı da belirlemektedir. Su sondajı için ayrı fiyatlandırma, jeotermal su sondajları için ayrı fiyatlandırma uygulanmaktadır. Her iki sondajda da farklı teknikler uygulanır. Bu sebepten dolayı sondaj fiyatları çok farklılık göstermektedir. Ayrıca, sondaj fiyatları, sondajın çapına ve metresine göre de değişmektedir. Bir sondaj işi yapılırken bölgeye hâkim bir firma, götürü ücret sistemi ile sondaj işlemlerini uygulayabilir. Fakat sondajın maliyet hesabı metre üzerindendir. Örneğin 140’lık sondajın metre fiyatı ile 175’lik sondajın metre fiyatı aynı değildir. Bunun sebebi kuyu açma çapıdır. 140’lık olan 178 mm. açılırken 175’lik olan 228 mm. olarak açılır. Burada kullanılan fiyatlandırma, havalı sondaj için geçerli fiyatlardır. Zamana ve diğer şartları göre değişkenlik gösterebilir.
SONDAJ KUYUSUNDAKİ SUYUN AZALMASININ NEDENLERİ
Sondaj kuyusundaki suyun azalmasının başlıca nedenlerini kısaca açıklamaya çalışacağım. Su sondajında pompa kullanılır. Kuyudaki su miktarı azalmış ise bu durum pompa ile ilgili olabilir. Sondajda kullanılan pompa, uzun süredir kullanılan bir pompa ise sökülmesi gerekmektedir. Eğer kısa sürede su azalması yapıyor ise, ilk olarak pompanın terse çevrilmesi gerekir. Problem yine de çözülmemiş ise, dalgıç motorunun uçlarından ölçülmesi gerekir. Olumsuz bir sonuç alındığında ise kuyunun sökülmesi ve pompanın test edilmesi gerekmektedir. Pompa grubu sağlam ise, kuyu içerisinden yüksek barlı kompresör ile kuyunun verimliliği kesinlikle kontrol edilmelidir. Kuyu sularının azalmaması için düzenli olarak kuyu temizleme işlemi yapılmalıdır. Su sondajı yapılarak yeraltı suyunun elde edildiği kuyuların, verimli biçimde işlevini yerine getirebilmesi için zaman zaman kuyu bakımının da yapılması gerekmektedir. Suyun verimli ve sürekli elde edilebilmesi için kuyu bakımı şarttır. Kuyuya bakım yapılmadığı takdirde zamanla kuyunun verimi düşmeye başlayacaktır. Su sondajı yapılarak açılan kuyularda gereken bakım zamanında ve işinde uzman olan kişilerce yapılması tavsiye edilmektedir. Böylece kuyunun verimliliği artmaktadır. Sondaj kuyuları yapıları gereği temizlenmeye de ihtiyaç duyarlar. Zeminde bulunan kil ve silt oranlarının yüksek olması gibi nedenlerle kuyu temizliği ve bakımı şarttır. Bakımı ve temizliği yapılmayan kuyunun pompasında zamanla aşınma meydana gelir ve kuyunun kapasitesi düşer. Su tablasındaki genel düşümler yüzünden kuyu verimi de düşebilmektedir. Yakın çevrede yeni açılan kuyular da verimin düşmesine neden olabilmektedir. Kimi akiferlerde sürekli pompalama sonucu verim azalması meydana gelmektedir. Kuyudaki filtre açıklıklarının çeşitli nedenlerle tıkanması verimi düşürebilir. Bu ve bu tür nedenlere bağlı olarak kuyu bakımı zamanında yapılmalı ve düşen verimin önüne geçilmelidir.
SONDAJ BAKIMI VE GELİŞTİRME
Sondaj maliyetlerini düşürmek amacıyla var olan bir artezyen kuyusunun yeniden açma gereği duyulmadan, fiyatları minimuma indirmek üzere yapılan geliştirmeleridir. Çevremize karşı duyarlı olmak adına var olan sondajlarımızı aktif etmek, bazen daha kârlı olabilmektedir. Örneğin yapılaşmanın tamamlandığı bölgelerde genellikle sondaj işlemleri zor olmaktadır. Şehirlerdeki sokakların bitirilmiş olması ve çevre düzenlemesinin tamamlanmasından dolayı, eski kuyular tespit edilip aktif hale getirebilmektedir.
1)Suyun miktarı azalmış kuyularda, farklı metotlar ile ilerleme yapmak ya da asitli özel kimyasallarla tıkanmış gözenekleri açmak mümkündür.
2)Söküm esnasında ya da doğal afetlerden dolayı tıkanmış, üstü kapanmış kuyular ya da dalgıç pompa ekipmanlarının kuyunun içerisinde sıkışmasından dolayı kullanılamaz hale gelmiş artezyenleri, günümüzde çeşitli plan ve projelerle aktif hale getirmek mümkündür.
3)Var olan sondaj kuyusunun derinleştirilmesi ve genişletilmesi gibi işlemlerde sondaj bakımı ve geliştirme işlemlerine dâhil edebiliriz. Ayrıca, özel sondaj köpüğü ile sondaj kuyusu temizliği de yapılabilmektedir. Sondaj temizliği esnasında sondaj kuyusunun su geliri görülebilir ve günlük geliri de tahmin edilebilmektedir.
Kuyu Temizliğine İhtiyaç Olup Olmadığını Nasıl Anlarsınız?
Kuyudan bulanık kirli çamurlu su akıyor ise, kuyudan akan suyun debisi ve basıncında eksilme varsa, kuyuda bulunan dalgıç pompa çok sık arıza yapıyor ve yüksek akım çekiyorsa, su deponuzda gözle görülür bir kirlilik mevcut ise, kuyudan akan suda pis ve kötü koku oluşmuşsa, dalgıç pompa çalışıyor fakat kuyudan su gelmiyorsa, kuyu temizliği yaptırmanız gerekmektedir. Kuyu temizliği, kuyunun kirlenme hızına ve kuyunun durumuna bağlı olarak her yıl veya iki yılda bir yapılabilmektedir.
Kompresörle Kuyu Geliştirme (İnkişaf) İşlemi: Kompresörle temizlik kuyunun canıdır. Kompresörden başka hiç bir işlem kuyudaki çamuru ve mili temizlemez. Mazot başta olmak üzere işçiliği de arttıran bir iştir. Lakin kuyu için olmazsa olmazdır, can damarıdır. Kuyunun uzun ömürlü olmasını, dalgıcın arıza vermemesini ve kuyunun tam randımanlı çalışmasını sağlar. Kompresörle kuyudan mil kesilene kadar yapılması gerekmektedir.
SONDAJ KUYULARININ İŞLETMEYE HAZIR HALE GETİRİLMESİ
Sondaj kuyularının işletmeye hazır hale getirilmesi için gerekli olan aşamalar aşağıda sırasıyla açıklanmaya çalışılmıştır. Kuyu delme işlemi tamamlandıktan sonra, kuyunun yararlı hale getirilmesi yani işletmeye hazırlanması için sırayla yapılacak işlemler şunlardır:
1) Borulama ve Filtreleme. 2) Tecrit (Kapatma). 3) Yıkama ve Çakıllama. 4) Geliştirmedir. Sondaj sırasında her bir metre derinlikten alınan kırıntılı numuneler değerlendirilerek filtre boruların konulacağı yerler kararlaştırılır. Pratik bir ifade ile teçhiz borusunun rahatça indirilebilmesi ve kuyu cidarı ile boru arasındaki boşluğa yeterli çakıl zarfı yerleştirilebilmesi için, kuyu çapı teçhiz çapının en az iki misli olmalıdır. Örneğin kuyuya 8,5/8″ teçhiz borusu indirilecek ise kuyu çapı en az 15″ olmalıdır. Bu tavsiye edilen orandır. Borulama ve filtreleme işlemi kendi kendini tutamayan gevşek malzeme içinde açılan kuyularda uygulanmaktadır. Bu iki işleme “Kuyu teçhizi” veya “Kuyu donatımı” denilmektedir. Kireçtaşı ve çatlaklı kristalen kayalarda açılan kuyularda ise teçhiz işlemine gerek yoktur. Borulamanın temelde iki amacı vardır, birincisi gevşek zeminlerde kuyunun yıkılmasını önlemektir. İkincisi ise, farklı kalitede suların kuyuya girişini önlemek yani kalitesiz su seviyelerinden kuyu içine su gelişini önlemek şeklinde belirtilebilir.
Teçhiz boruları iki çeşittir: 1) Kapalı boru (Muhafaza borusu). 2) Delikli boru (Filtre). Sondajda kullanılan boru çeşitleri: 1. Sac (Metal) borular. 2. Çekme borular. 3. Özel alaşımlı borular. 4. PVC borulardır. (En yaygın kullanılan malzemedir. Su ve kimyasal reaksiyonlardan etkilenmez.) Teçhiz borular, paslanmaz çelik, çelik döküm veya sert plastikten yapılırlar. PVC borular ile genellikle sacdan imal edilen metal borular arasında tercih yapılırken sahanın özelliği ve yeraltı suyunun kimyasal analizi dikkate alınmalıdır. Kalite bozukluğunun söz konusu olduğu sahalarda, tuzlu, acı ve pH dengesi bozuk olan asit karakterli sularda sac borular problem oluşturmakta ve genellikle kısa sürelerde çürüyüp kullanılmaz hale gelmektedir. Ayrıca bu borular özellikle içme suyu kuyularında kirlenmelere de sebep olmaktadır. Bunun yanı sıra PVC boruların en sakıncalı özelliği kolayca kırılması ve bükülmesidir. Bu borularla teçhiz edilmiş kuyularda zamanla eğrilikler meydana gelebilmektedir. Metal borular, genellikle çelik sacdan imal edilmektedir. Bunun yanı sıra paslanmaz çelik borular da kullanılmaktadır. Ancak çok pahalı olduğu için tercih edilmemektedir. Sac borular manşonlu veya kaynak ağızlı olabilmektedir. Bu borular, daha sağlam ve daha rijit borular olup kolay kolay kopmaz, eğrilmez ve bükülmezler. Bu boruların teçhizde kullanılması durumunda dikkat edilecek noktalar şunlardır;
1) Her şeyden önce boru imal edilecek sac, TSE standartlarına uygun olmalıdır.
2) Et kalınlığı, boru çapına uygun olarak 4-6-8 mm. olmalıdır.
3) Kaynak ağzı açılmış olmalıdır.
4) Boruda ovallik olmamalı, kaynaklar muntazam olmalıdır.
5) Borunun uç kısımları düzgün olmalıdır.
PVC borularla teçhiz edilecek kuyularda, özellikle şu hususlara dikkat edilmelidir:
1)PVC boru kullanımı, kalitesi bozuk, asit karakterli sahalarla sınırlı kalmalıdır.
2)Akma ve göçme olaylarının sıkça meydana geldiği konsolide olmamış, bağlantısız formasyonlarda yan basınçlar çok fazla olabileceğinden bu tür sahalarda kullanılması problem oluşturabilmektedir. Bu konu, dikkat edilmesi gereken bir konudur.
3)Bu boruların teçhizi sırasında mutlaka ortalayıcı yaylar (centrelizer) kullanılmalıdır.
4)Yıkama ve çakıllama esnasında boru askıda tutulmalıdır.
5)Pompa montajında ve demontajında dikkatli davranılmalıdır. Hareketler yumuşak ve yavaş olmalıdır.
6)Özellikle pompa monte edilmiş kuyularda dışarıdan düşebilecek ufak bir malzemenin bile pompanın çekilmesi sırasında, kuyu teçhiz borusunun yırtılmasına neden olabileceğinden kuyu ağzı sağlam bir şekilde kapatılmalıdır.
Teçhiz sırasında önemli bir konu da borunun kuyuya ortalanmasıdır. Özellikle PVC teçhiz borularında, ortalayıcı yayların kullanılması zorunludur. Sac teçhiz boruları, daha rijit olmakla beraber bu tip borularda da ortalayıcı (merkezleyici) yayları kullanmak faydalıdır.
1) Kapalı boru (Muhafaza borusu): Gevşek, bağlantısız veya kil, marn gibi şişebilen zeminlerde açılan kuyular mutlaka borulanmalıdır. Kuyunun göçmemesi veya formasyonun şişerek deliği kapatmaması için kullanılan borulara “muhafaza borusu” denmektedir.
2) Delikli boru (Filtre): Akifer formasyondan, suyun kuyuya rahat geçebilmesi için su verebilen tabakaların karşılarına yerleştirilen delikli ve yarıklı borulardır. Akifer formasyonun, suyunu almakta sakınca bulunan seviyeler kapalı borularla geçilir ve kuyu kenarı ile boru arası (anülüs) çimentolanır. Filtreler, dinamik seviye üzerine konmamalıdır.
Kuyu tabanına da 2-4 m. kapalı boru konulması gerekmektedir.
Filtre Özellikleri: Filtrelerin, kullanılacakları akiferlere uygun özellikleri belirlenir. Bu özellikler: 1-Filtre aralığı. 2-Filtre açıklığı. 3-Filtre verimi. 4-Filtre boyu olarak belirtilebilir. Filtre aralığı: Filtre üzerindeki deliğin genişliğidir. Filtre aralığı, sıkılanmamış akifer formasyondan dışarı atılacak malzemenin yüzdesine ve akiferin tane boyuna bağlıdır.
Akiferden dışarı atılacak malzeme %40-80 dolayındadır. %40 atılacak malzeme öngörülüyorsa, formasyonun eklenik eğrisinde %40 toplam ağırlığa karşı gelen tane çapı, filtre aralığı olarak seçilir. Filtre aralıkları 0,15-5 mm. arasında değişir ve asla 6,5 mm.’yi geçmez. Filtre aralığı içe doğru geniş, dışa doğru dardır ve bu durum çakılın filtreyi tıkamasını önlemektedir.
Kümülatif yüzde-Tane boyu-Filtre aralığı grafiği Filtre açıklığı: Filtre üzerindeki delik veya yarık alanları toplamının, borunun toplam alanına bölünmesi ile bulunur. % ile ifade edilir. %7-40 sınırları arasında değişmektedir.
Filtre verimi (Qf): 1 m. boyundaki filtrenin kuyuya emniyetli bir hızla sızdıracağı su miktarıdır. Filtre aralığı ve açıklığına bağlı olarak verimleri de değişmektedir. Filtre boyu: Kuyu verimi (Qk) / filtre verimi (Qf) formülü ile bulunur. Akifer formasyonun özelliğine bağlıdır. Filtre çapı: Kuyuya girecek suyun hızı ile ilgilidir. Su hızlı ise filtreyi aşındırır, az ise tortu bırakır. Filtre boyu, kuyudan alınacak su miktarı filtrenin özelliklerine bağlıdır. a)Homojen serbest akiferlerde: Kuyu verimi Qk = Özgül debi x düşüm ’dür. Akifer kapasitesine göre filtre az olursa özgül debi az, düşüm fazla olur, tersi durumda ise özgül debi fazla düşüm az olur. En verimli filtre boyunun akifere oranı %30-50 arasındadır. Buna göre bu tip akiferlerde filtreler tabandan itibaren akifer kalınlığının %30-50’si oranında yerleştirilmelidir.
b)Homojen basınçlı akiferlerde: %70-80’in filtrelenmesi uygundur.
1) Filtreler akifer tavan seviyesi hizasına gelmemelidir. 2) Taban seviyesinden yerleştirilmesi durumunda randıman düşer. 3) En iyi verim için akifer ortasına yerleştirilmelidir. 4) Dinamik seviyenin akifer seviyesine inmesine izin verilmemelidir. 5) Kalın akiferde ise filtre toplu halde konmaz, dağıtılmalıdır.
Filtre Çapı: Suyun, filtreye giriş hızı ile ilgilidir. Suyun giriş hızı: V = Q / 2 ⫪r Lf B V: kuyuya giren suyun hızı (m/sn.) Q: Debi (m3/sn.) r: Filtre iç yarıçapı (m.) Lf: Filtre boyu (m.) B: Filtre açıklık yüzdesi (%). Filtre aralığı, filtrenin boyu, çapı ve yapılmış olduğu malzeme önemlidir. Filtrelerin tel sarılı, dikine yarıklı, enine yarıklı, yuvarlak delikli, köprülü, plastik ve özel Johnson tipleri vardır. Sac boruların üzerine kaynakla ya da presle yarık veya delik açmak suretiyle de yapılırlar.Kapatma (Tecrit)
Kötü kaliteli, kirlenmiş veya farklı karakterdeki yüzey sularının kuyu içine girmesini, kuyu içindeki bazı tabakalarda bulunan suların diğer tabakalardaki sulara karışmasını veya yüzeye çıkmasını, kısacası kuyudaki yeraltı suyunun her türlü kirlenmesini veya kalite değişmesine maruz kalmasını önlemek amacıyla, karışma ve kirlenme yollarının kapatılması olayıdır. Tecrit, ayrıca boruların dıştan çürümesini de önlemektedir. Tecrit malzemesi; boru, beton, çimento şerbeti, kalın kil olup biri veya birkaçı birlikte kullanılabilir. Tecrit şekli, kapatılacak kesimin kuyunun içerisindeki yerine göre değişmektedir. Bu seviye yüzeyde, kuyunun ortasında veya kuyu tabanında olabilir. Tecrit, kuyunun açılması esnasında veya kuyunun delme işlemi tamamlandıktan sonra yapılabilir. En iyi tecrit, boru ve çimento şerbeti ile yapılan tecrittir.
Kuyu İnkişafı: Kuyu ile formasyon arasında tam bir bağlantı kurmak, kuyudan mümkün olan en yüksek verimin elde edilmesini sağlamak, formasyondaki kum, silt ve kili temizlemek, pompanın kuyudan kum çekmesini önlemek, kuyunun çevresinde düzenli boyutta çakıl ve kumdan oluşan bir çakıl tabakası oluşturmak amacı ile yapılan işlemlerin tümüne inkişaf” denmektedir.
Yıkama ve Çakıllama: Kuyuya filtre indirdikten sonra kuyu yıkanır. Yıkama temiz su ile yapılmalıdır. Kuyu tabanına indirilen yıkama takımından pompa ile su basılır. Yıkama takımı tüm filtre boyunca yukarı aşağı hareket ettirilerek yıkama sağlanır ve işlem kuyudan berrak su gelinceye kadar devam ettirilir. Yıkama işlemi bittikten sonra çakıl kuyuya atılır. Bazı durumlarda akifer formasyon ince taneliyse ve kendini tutamayacak kadar gevşek malzemeden oluşmuşsa çakıllama, yıkama ile birlikte yapılmalıdır.
Çakıllama: Kuyu kenarı (çeperi) ile boru veya filtre (borulama) arasındaki boşluğun (anülüs) belirli özelliklere ve kaliteye sahip uygun miktarda çakılla doldurulması işlemidir.
Çakıllamanın amaçları şunlardır:
1)Kuyunun (cidarının) yıkılmasını önlemek,
2)İnce taneli malzemenin filtreyi tıkamasını veya filtrelerin tıkanmasını önlemek,
3)Silt gibi ince tanelerin filtre etrafında yığılıp akiferin verimini düşürmesini önlemek,
4)İnce taneli malzemenin kuyu dibine toplanmasını engellemek ve kuyu içine gelen suyu süzmek,
5)İşletme sırasında ince kumların tulumbanın yan ve çanaklarını tıkamasını önlemek,
6)İnce malzeme tulumba ile aşırı miktarda dışarı atılırsa kuyuda büyük boşlukların oluşmasını ve tehlikeli göçmeleri engellemek,
7)Akiferdeki ince taneyi filtreden uzaklaştırarak daha geçirgen bir zon oluşturmak yani geçirgenliği artırmaktır.
Çakılların Özellikleri: Çakılın en küçük çapı filtre yarık genişliğinden daha büyük; en büyük çapı ise boru kenarı ile kuyu kenarı arasındaki boşluğun 1/3 ’ünden küçük olmalıdır. En küçük çap 2 mm. en büyük çap 12 mm. arasında değişir. Büyük çap 12 mm.’ yi geçmemelidir.
c/3 > a < 12 mm. d < b > 2 mm. a: Azami çakıl çapı. b: Asgari çakıl çapı. c: Dolgu aralığı. d: Filtre yarık genişliği.
İdeal olarak çakıllar; temiz ve yıkanmış, yuvarlak veya küresel olan, silis kumu veya çakılları olmalıdır. Çakıllarda küresel taneli yapı daha geçirimli olur. Karbonat malzeme, şeyl parçacıkları veya eriyebilen (jips vb.) malzeme toplam miktarın %5 ’ini geçmemelidir. Çakıllar, iyi boylanmış olmalıdır. Çakılların tane boyu, kullanılan filtre aralığına ve akiferin tane boyuna uygun olmalıdır. Çakıl boyu, akifer formasyonun tane boyuna göre belirlenmelidir. Ayrıca, 8 cm. < Çakıl tabakasının kalınlığı < 20 cm. olmalıdır. Su Kuyularında Geliştirmede Çalkalama: Kuyu içerisindeki suyu herhangi bir yöntemle akifer içerisine göndermek ve akiferin doğal suyu ile birlikte tekrar kuyu içine alma işlemine geliştirme “çalkalama” denir. Bu işlem tekrarlanırsa; 1. Sondaj sıvısının oluşturduğu sıvadan tamamen kurtulmak mümkündür. 2. Kuyu boşluğundaki çakıllama da bir derecelenme sağlanır ve kuyu içine doğru geçirimlilik arttırılır.
Çakıl köprüleri yıkılır. Su Kuyularında Yalıtım: Kuyu içerisinde herhangi bir nedenle kapatılması istenilen kesimler kapalı borular gelecek biçimde borulanmalıdır. Ancak bu durum, bu kesimlerin kuyu için tümüyle yalıtıldığını göstermez. Kuyu boşluğu içinde oluşacak sızıntıların da önlenebilmesi için, kil çimento vb. malzemelerle bu kesimlerin yalıtılması gereklidir.
Yalıtımın amaçları şunlardır;
1-Kuyuda statik düzeyi yüksek olan seviyenin, statik düzeyi daha düşük olan seviyelere sızmasını önlemek,
2-Kalitesiz suların kuyu içerisine sızmasını önlemek şeklinde belirtilebilir.
Basınçlı akiferde yalıtım işleminden ve kuyu tamamlandıktan sonra yüzeye sızmalar olabilir. Bunu önlemek için;
Basınçlı akiferin derinliği biliniyorsa, basınçlı akifere gelindiğinde sondaj durdurulur. Kuyu borulanır. Kuyu boşluğu çimento şerbeti ile doldurulur. Borulamanın içinde sondaja devam edilmelidir.
Hesapta olmayan bir basınçlı akiferle karşılaşılırsa; a)Bu akifer yalıtılmak isteniyorsa, sondaj durdurulur. Borulama yapılır. Kuyu boşluğu çimento şerbetiyle doldurulur. Sondaja boru içinden devam edilir.
b)Ağır bir sondaj sıvısı ile kuyu tamamlanır. Çakıllama basınçlı akiferin üst seviyesine kadar yapılmalıdır. 1 metrelik kil tampon yapılır. Kuyu boşluğu çimento şerbetiyle doldurulur. Bu sırada kuyunun boşaltılması için, yüksek kapasiteli bir pompa ile çekim yapılmalıdır.
Kuyu Geliştirme: Kuyunun yıkanması bitirildikten sonra, akiferden temiz su gelmeye başlayınca geliştirme işlemine geçilir. Taneli kayaçlarda kullanılan 5 yöntem vardır:
Aşırı pompalama 2. Geri yıkama 3. Pistonla çalkalama 4. Basınçlı hava 5. Jet yöntemi.
Bunların bir veya birkaçı birlikte kullanılabilmektedir.
Aşırı Pompalama: Kuyu veriminin 1,5 katı su çekilir ve maksimum düşüm elde edilir. Dolayısıyla hidrolik eğim ve yeraltı suyunun akım hızı artar (V = K x i).
Geri Yıkama: Kuyuya hızla su doldurulur ve bu su beyler kovası veya pompa ile boşaltılır.
Pistonla Çalkalama: Kuyu çapından 1″ küçük çapta 3 adet kolay kırılmayan ve kopmayan ağaç disk arasına, kuyu çapında kesilmiş 2 adet köselenin konulması ile yapılmaktadır. Piston, akiferin üst seviyesinde 1 metreye kadar inmekte ve daha sonra da çıkmaktadır.
Basınçlı Hava: Kuyuya, kompresörle hava basılmaktadır.
Jet Yöntemi: Jetle kuyuya, kuyu deterjanı olarak tanımlanan (su + sodyum hexafosfat, tetra sodyum pyrofosfat) püskürtülür.
Kristalen kayalarda veya kireçtaşı gibi akiferlerde ise dinamitle patlatma veya %10’ luk HCl ile asitle çözündürme gibi kimyasal maddeler kullanılarak geliştirme işlemi yapılır. Son olarak, kuyu geliştirme işlemleri de yapıldıktan sonra kuyu tabandan başlayarak temizlenir ve işletmeye hazır hale getirilmiş olur.
SU SONDAJI RAPORU ÖRNEĞİ
Konya ili Selçuklu ilçesi sınırları içerisinde bulunan Selçuk Üniversitesi Alâeddin Keykubat Kampüsü içerisinde içme ve kullanma suyu arama çalışması yapılmıştır. Bu bölgede yapılan çalışmalar Schlumberger yöntemi ile yapılmıştır. Çalışmanın Amacı Çalışma alanında su sondajı yapabilmektir. Arazi çalışmalarından sonra büro çalışmalarında kuyu sondaj logları hazırlanmıştır.
Coğrafi Konum: Çalışma alanı Konya’ya yaklaşık 25 km. uzaklıkta Konya ili Selçuklu ilçesi sınırları içerisinde bulunan Selçuk Üniversitesi Alâeddin Keykubat Kampüsü içerisinde bulunmaktadır.
Morfoloji: Çalışma alanının kuzey, kuzeydoğu ve doğu kesimleri dağlık, bol engebeli, yüksek rölyefli, diğer kısımları daha az rölyefli arazilerden oluşmaktadır.
İklim ve Bitki Örtüsü: Bölgede karasal iklim hâkimdir. Yazları sıcak ve kurak, kışları ise yağışlı geçer. Yağışlar kar ve yağmur şeklindedir.
Ulaşım ve Yerleşim: Çalışma alanına ulaşım Yükselen Belediyesi’nin sağlamış olduğu belediye otobüsleriyle gerçekleştirilmiştir. Bu araziye, Konya-İstanbul karayolu üzerinden ulaşılmaktadır.
ETÜT (ÇALIŞMA) ALANININ TANIMLANMASI
Etüt alanı Konya ili Selçuklu ilçesi Selçuk Üniversitesi Alaeddin Keykubat Kampüsü içerisinde yer almaktadır.
GENEL JEOLOJİ – Bölgesel Jeoloji
Bu alanda, en yaşlı birim Bozdağ formasyonudur. Rekristalize kireçtaşlarından oluşur. Bozdağ formasyonunun yaşı Silüriyen-Alt Karbonifer’dir. Bozdağ formasyonu ile yanal ve düşey geçişle Bağrıkurt formasyonu yer almaktadır. Bağrıkurt formasyonu fillit, şist, meta kuvarsit, meta kumtaşı, çört, meta çört ve rekristalize kireçtaşları bulunmaktadır. Bu formasyonun yaşı Devoniyen-Alt Permiyen’dir. Bağrıkurt formasyonu üzerine açılı uyumsuzlukla Permo-Mesozoyik yaşlı Ardıçlı Grubu gelmektedir. Ardıçlı Grubu altta mor alacalı fillit, meta kumtaşı, meta konglomera ve kristalize kireçtaşlarından oluşan Bahçecik formasyonu üzerine yanal ve düşey geçişli sarı kahverengi renkli rekristalize kireçtaşı, fillit, kumtaşı, metakonglomeralardan oluşan Ertuğrul formasyonu gelmektedir. Ardıçlı Grubu’nun üzerine yine açılı uyumsuzlukla Dilekçi Grubu gelmektedir. Dilekçi Grubu altta kırmızı renkli konglomeralardan oluşan Üst Miyosen-Alt Pliyosen yaşlı Sille formasyonu ile başlar. Sille formasyonu üzerine yanal ve düşey geçişli gri renkli ve çörtlü kireçtaşlarından oluşan Pliyosen yaşlı Ulumuhsine formasyonu gelmektedir. Ulumuhsine formasyonu üzerine açılı uyumsuzluklar Canavardere formasyonu gelir. Bu birim, çakıl, kum, kil konglomera ve bunlar arasında ince bantlar halinde grimsi beyazımsı renkli kalişlerden oluşur. Bu birimin yaşı Pliyo-Kuvaterner’dir. Bunların üstünde ise, güncel birim izlenmektedir. Bölge, Hersiniyen-Alpin Orojeni’nin hareketlerinin etkisi altında kalmıştır.
Yapısal Jeoloji: İnceleme alanı içerisinde yer alan açılı uyumsuzluklar ve kıvrımlar bölgede etkili olan Hersiniyen-Alpin Orojeni’nin etkisi altında kalmıştır. Bu esnada, bölge kıvrımlı ve kırıklı yapı kazanmıştır.
Kıvrımlar: Devoniyen-Alt Permiyen yaşlı Bağrıkurt formasyonunda kuzeybatı doğrultulu (NW) antiklinal ve senklinal eksenleri bulunmaktadır. Permo-Mesozoyik yaşlı Ardıçlı Grubu Büyük Ardıçlı tepede bir senklinal oluşturmuştur. İnceleme alanının güneydoğusunda (SE) Ardıçlı Grubu antiklinal ve senklinal eksenleri vardır.
Faylar: Normal Faylar: İnceleme alanında Büyük Ardıçlı ve Küçük Ardıçlı tepelerinde Ulumuhsine formasyonu içerisinde eğim atımlı normal faylar mevcuttur.
Bindirme Atımlı Faylar: İnceleme alanının batısında bulunan Bozdağ formasyonu, Bahçecik formasyonu üzerine bindirme yapmıştır.
Doğrultu Atımlı Faylar: Büyük Ardıçlı tepenin kuzeydoğusunda (NE) ve Küçük Ardıçlı tepenin kuzeybatısında (NW) Ulumuhsine formasyonunun sınırı doğrultu atımlı faylar oluşturur.
ETÜT ALANININ JEOLOJİSİ
Etüt sahası, Pliyo-Kuvaterner yaşlı, kil, kum, çakıl, konglomera karmaşığından oluşan taşma gücü oldukça düşük güncel alüvyon serileri üzerinde yer almaktadır. Bu birimin üst seviyeleri kum, kil, az killi çakıl, alt seviyeleri siltli kum, çakıllı kil bantları, en altta ise konglomera ve kireçtaşlarından oluşmaktadır. Alüvyon kalınlığı yaklaşık 150-300 m. arasında değişmektedir. Ayrıca bölgede yapılan sondaj çalışmalarından çıkan sonuçlar üstte açıkladığımız bilgileri doğrulamaktadır. Killer açık kahverengimsi, kumlar kireçtaşı ve silis kökenli kahve siyahımsı yer yer beyazımsıdır. Yer yer tutturulmamış ise de genellikle kil ve silt boyutunda malzeme ile gevşek tutturulmuştur. Çakıllar polijenik, heterojenik karakterli olup genellikle tutturulmuştur. Çakıllar yassı, yuvarlak, yer yer köşelidir. Kireçtaşları silis kökenli kayaç oluşturmaktadır. Kireçtaşı, silis kökenli kayaç olmakla beraber az da olsa radyolit kökenlidir. Çakıl seviyeleri, proje alanındaki kalınlığı yaklaşık 200-250 m. civarındadır. İçerisinde su içermektedir.
BÖLGENİN (ETÜT ALANI) JEOFİZİK AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ
Sondaj Makinesinin Hazırlanması Önceden ölçüm yapılarak belirlenen noktaya sondaj makinesi getirilerek makine ağırlık kaldırıcı lifleri ile askıya alındı ve altına makinenin çökmesini önlemek için takoz atıldı. Bu işlemden sonra kule dikildi ve dikliği kontrol edildi. Kulenin tam dik olması için, hidrolik bacaklar ve takozlar takviye edildi.
Makinanın Sondaj İşlemine Geçmesi ve İlerlemesi Makine çalıştırılarak kelli ucuna 17,5” matkap takıldı. Yavaş devirde kuyu açılmaya başlandı, aynı anda çamur pompası vasıtası ile göletten alınan çamur, su başlığı kullanılarak tijler içerisinden matkap dışına verilmeye başlanması ile delme işlemi tam anlamıyla başladı. Delme işlemi devam ettikçe ilerleyen metrelerde karşımıza çıkan numuneler kumlu killi, kil, çakıl ardalanması oldu. Bu durum, 150 metreye kadar devam etti. Bu esnada, delme işleminin ilerlemesi için gereken sıvının yoğunluğu düştü ve örselenmiş malzeme yukarı çıkamayınca göletteki sıvıya bentonit atılarak sıvının yoğunluğu artırıldı. Göletteki sıvıya bentonit atılarak sıvının yoğunluğunun artırılması. Kuyu ilerlemesinde 150 metreden sonra 12,5” ‘lik matkapla delinmeye devam edildi. Bunun sebebi ise, kuyudan her gün takım çekilmesi yapılamayacağı için moloz göçmelerine karşı önlem olarak alındı. 150 m. ve 180 m. arasında karşımıza konglomera çıktı. 180 metreden sonra 200 metre arasında çakıllı ve kireçtaşlı birimler karşımıza çıktı. (Bu esnada, kuyuda takım sıkışması meydana geldi. Bu durum, raporda aşağıda ayrıntılı olarak verilmektedir). Suyun, kuyu içerisinden bu birimden alınacağı ön görüldü. 200 metreden 330 metreye kadar ise, kum, kil ve konglomera ardalanması olarak birimler karşımıza çıktı. Kuyu delim işlemi bittikten sonra kuyudaki takımlar çekilerek taratma (genişletme) işlemi yapılmadan 225” lik PVC boru indirildi. Yukarıda da belirtilmiş olan çakıllı birimlere ve kireçtaşı içeren birimlere filtre atıldı. Gerisine kapalı boru atıldı. Bu işlemden sonra, boruların içerisine takım dizisi matkapsız olarak tekrar indirildi ve su basıldı. Bu işlemi takiben çakıllama işlemi başladı. Su basılmasının amacı ise, çakıllama işlemi esnasında çakılların köprü yapmasını engellemek ve yıkamaktır. Bu işlemin bitmesinden sonra, takım dizisi tekrar çekilerek yerine dik milli pompaların boruları en uçta dalgıç olacak şekilde indirildi. Hemen peşinden yukarıya pompa kurularak hareket alması için şaft ile makinenin motoruna bağlandı ve kuyudan su çekilmeye başlandı. Sonuç olarak kuyudan 8 lt/sn. ve 10 lt/sn. arasında debi ile su elde edildi. Çakıllama Kuyu delim işlemi, 330 metrede bırakıldıktan sonra tüm takım dizisi dışarı çekildi ve kuyu içerisinde 225’lik PVC boru atıldı. Çakıl seviyelerinin geçtiği yerlere filtre, killi kumlu seviyelere ise kapalı boru atıldı. Bu işlemden sonra, takım dizisi tekrar PVC boru içerisine indirilerek göletten su alındı ve kuyu içerisine takım dizisi vasıtası ile basıldı. Bu işlemleri takiben getirilen çakıllar insan gücü kullanılarak kuyu çeperi ve PVC boru arasında kalan boşluğa atıldı. Burada suyun basılma amacı ise, çakılların yerlerine giderken köprü yapmasını engellemek amaçlıdır. Sonuç olarak, kuyuya çakıllama işleminden sonra dik milli dalgıç ile deneme yapılmış ve kuyudan 8 lt/sn. ile 10 lt/sn. arasında debi ile su alınmıştır.
SONDAJDA YAPILAN EK ÇALIŞMALAR
Sondaj esnasında, kuyu delimi işleminde takım dizisi aniden durdu ve sekme yapmaya başladı. Bu durumda sondör, hızlı bir hareketle takım dizisini durdurup askıya almaya çalıştı. Askıya alma işleminin başarısız olması sonucu takım dizisinin sıkışmış olduğu anlaşıldı. Bu durumdan sonra, sondajda çalışanlar takım kurtarma işlemine başladılar. Kurtarma Sırasında Kullanılan Aletler Kurtarma sırasında kullanılan aletler zincirli anahtar, manevra başlığı ve kılavuz kullanıldı. Kurtarma İşlemi Takım dizisi, ters ve düz manevra yapılarak kurtarılmaya çalışıldı. Bu esnada, takım dizisi bir tijden söküldü. Bu işlemden sonra kalan dizi çekildi ve ucuna kılavuz bağlanarak tekrar kuyu içerisine sallandı. Kılavuzla takım dizisi tutuldu ve manevra ile boşlatılarak kuyudan yukarı çekildi. Boşlamanın olduğu tijler hasar gördüğü için, tamir olana kadar ıskartaya ayrıldı. Gölette Bulunan Sirkülasyon Sıvısının Ayarlanması Kuyu derinleştikçe oluşan örselenmiş malzemenin sirkülasyon sıvısından daha yoğun olması sonucu malzeme yukarı çıkamamıştır. Bu gibi durumlarda, göletteki suya bentonit ve/veya toz kireç konularak sıvının yoğunluğunun artması sağlanmış ve bunun sonucu malzeme tekrar yüzeye çıkmaya başlamıştır.
ÇALIŞMADA GÖRÜLEN EKSİKLİKLER
Çalışmada görülen eksiklikler şunlardır: Sondaj makinesinin sadece lifler üzerinde askıya alınması, makinenin delim işlemi esnasında sallanmasına ve takım dizisinin zarar görmesine yol açabilmektedir. Makinenin tekerlerinin çukur içerisine oturtulmaması sebebiyle delim esnasında makinenin sallanması ve takım dizisinin zarar görme olasılığı bulunmaktadır. Sirkülasyon sıvısı yolunun ve göletin, makineye yakın olması sonucu sondaj çalışanlarının çalışma alanı daralabilir, sondaj çalışanlarının bu tür yerlere düşebilirler ve suyun bir taşma anında makinenin altına kaçarak zemini yumuşatması sonucu makinenin dengesinin bozulması meydana gelebilmektedir.
SONUÇLAR VE ÖNERİLER
Etüt alanında Schlumberger yöntemiyle üç noktada açılım yapılmıştır. Ölçümlerin açılım şekli NS ve EW yönünde olmuştur. Açılımlar 300-350 m. arasında olmuştur. Yapılan ölçümlerde her tabakanın rezistivite değerleri alınmış ve öz dirençleri kayıt edilmiştir. Bu özdirenç (p) değerlerine göre grafikler çıkarılmış ve bu grafikler yorumlanarak kalınlığı ve derinliği hesaplanmıştır. Sondaj esnasında toplamda 3 nokta belirlenmiştir. Raporda da belirttiğimiz gibi, ekonomik düzeyde en iyi nokta seçilmiştir ve sondaj yeri belirlenmiştir. Buna göre, çalışmalar sonucunda 1. noktadaki ölçümlerin verdiği sonuca göre, sondaj yeri birinci nokta olarak belirlenmiştir. Yapılacak sondaj derinliği 310-330 m. arasında olacaktır. Sondaj; 1–100 m. arasında 17 ½” matkapla delinip 10″ boru ile teçhiz edilecek, 100-250 m. arası 12 ½” matkapla delinip 8″ boru ile teçhizi 250-330 m. arası ise, 8½” veya 10 ½” matkapla delinip 6″ boru ile teçhizi daha uygun olur. Sondaj ilerlemesi sırasında her 1 metrede numune alınıp teçhizin buna göre yapılmasıyla kuyudan alınabilecek en yüksek verimle sondajın tamamlanması uygun görülmektedir. Bu numuneler, 20 metreden sonra her bir metrede bir alınmıştır. Bu numuneler elek analizinde kullanılacaktır. Minimum ve maksimum tane boyları belirlenir. Filtre çapı ve kullanılacak çakılların tane boyları buna göre tayin edilmektedir. Yukarıda belirtildiği gibi, sondaj esnasında 3 nokta belirlenmiştir. Bu noktaların belirli özellikleri aşağıda kısaca açıklanmıştır:
Nokta: Birimin en üst seviyesi, 0-1 m. arasındadır ve nebati topraktan oluşmaktadır. Bu birim, oldukça gevşek tutturulmamış kil ve silt boyutundaki malzemelerden oluşmuştur. Bu kalınlık, yer yer 0,5 m ile 1,5 m. arasında değişim göstermektedir. Bu birimin hemen altında yamaç molozları yer almaktadır. Bunlar, doğal olaylar (sel, yağmur vs.) ile üst kısımlardan taşınmasıyla oluşmuş blok boyutunda kayaçlardan oluşmuştur. Bu birimin kalınlığı 6-8 m. arasındaki değişmektedir. Yamaç molozlarının altında kil-kum-çakıl ardalanmasından oluşan alüvyon birim gelmektedir. Bu birim, genellikle sarı-kahve-beyaz ve siyahımsı beyaz renklerden oluşan çakıl, kum ve kil içermektedir. Oldukça heterojendirler. Bu birimler, birbirleri üstüne ardalanmalı olarak gelmektedir. Bu birim, yaklaşık 10-120 m. arasındadır. Bu birimin altında konglomera-kil ardalanmalı birim gelmektedir. Kalınlığı 60-65 m. arasındadır. Konglomeraların altında kireçtaşı ve konglomera ardalanmalı tabaka yer almaktadır. Bu birim, 185-200 m. arasındadır. Kalınlığı yaklaşık l5-20 m. arasındadır. Konglomera ve kireçtaşlarından altında yine konglomera ve kil arası birim oldukça fazladır. Bu birimin kalınlığı yaklaşık 120-130 m. arasındadır. Sondaj ilerlemesi sırasında bu birim yaklaşık 205 m. ile 330 m. arasında yer almaktadır. Sondaj için en uygun yer bu nokta seçilmiştir.
Nokta: Etüt alanında alınan ikinci noktada birimin en üst kısmın 0-1 m. arasında nebati toprak oluşturmaktadır. Bu birim, birinci noktadaki gibi aynı özelliği göstermektedir. Birim oldukça gevşek tutturulmuş kil ve silt boyutundaki malzemelerden oluşmuştur. Bu birimin hemen altında 1-8m. arasında kalınlığında yamaç molozu yer almaktadır. Birimler blok boyutundadır. Yamaç molozunun hemen altında kil-kum-çakıl ardalanmalı birimler yer almaktadır. Birimin kalınlığı yaklaşık 8-140 m. arasında yer almaktadır. A1üvyonun hemen altında kil, kumlu kil, killi çakıl ve konglomeradan oluşan bir tabaka yer almaktadır. Bu birimin kalınlığı 50 m. civarındadır, kalınlığı ise açılıma göre 50-60 m. Arasında değişmektedir. Genel olarak birim, sondaj için uygun bir noktada değildir.
Nokta: Etüt alanında alınan üçüncü noktada, birimin en üst kısmında 0-1 m. arasında nebati toprak yer almaktadır. Bu birimin hemen altında kil-kum-çakıldan bir birimi gelmektedir. Bu birim, 1–50 m. arasında 50 m. civanındadır. Bu birimlerin hemen altında kil-kum ve konglomeralardan oluşan birim gelmektedir. Bu birimin kalınlığı yaklaşık 60-65 m. Sondaj sırasında 60-110 m. arasında geçilmesi muhtemeldir. Bu seviyelerin hemen altında rezistivitesi yüksek kristalize kireçtaşları yer almaktadır. Kireçtaşları, genellikle kırıklı ve çatlaklıdır. Birim 110 ile 120 m. arasında yer almakta ve kalınlığı açılıma göre yaklaşık 300- 350 m. arasında değişmektedir.
SONDAJLA ÇIKARILAN SULARIN İNSAN SAĞLIĞI ÜZERİNE ETKİLERİ
İçme ve kullanma suları; kaynaklardan, nehirlerden, göllerden, yapay ya da doğal birikinti bölgelerinden, kuyulardan, hatta pahalı olmasına rağmen zorunlu olduğunda deniz suyunun arıtılmasıyla sağlanan sulardan elde edilmektedir. Ancak bütün bu su kaynaklarının en önemli kaynağını yağışlar oluşturmaktadır. İçme ve kullanma sularını oluşum ve sağlanış biçimlerine göre üç ana grupta toplayabiliriz:
Yağış suları (sarnıçlarda biriktirilen sular). 2. Yüzeysel sular (nehir, göl, baraj vb.).
Yeraltı suları (kaynak ve kuyular).
Yeraltı Suları-İnsan Sağlığı İlişkisi: Kaynak suları ve kuyulardan elde edilen sulardır. Yağış ve yüzeysel sularla beslenirler. Aslında, tüm su kaynakları birbiri ile ilişkilidir. Kuyu suları, suların yeraltına süzülerek birikmesi ile oluşurlar. Kuyular açılarak yeraltı suyu yüzeye çıkarılır. Tıpkı kaynaklarda olduğu gibi, kuyu sularında da gerek birincil kirlilik kontrolü ve gerekse ikincil kirlilik kontrolü ve önlemlerine dikkat etmek gerekmektedir. Yeraltı suları, genellikle temiz ve doğrudan kullanıma sokulacak sular olmakla birlikte, kullanıma sokulmadan önce mutlaka test edilmesi ve kontrolden geçtikten sonra kullanıma sokulması gerekmektedir. Çünkü topraktaki nitrit, radyasyon vb. doğal kirleticilerle kirli olma (birincil kirlilik) olasılığı vardır. Yeraltı sularının kullanıma sokulmasında esas sorun; elde edildiği/alındığı yerde kirlenmesinin (ikincil kirlilik) önlenmesidir. Bu nedenlerle de, yeraltı suları ister doğal olarak yeryüzüne çıksın (kaynak suları), isterse yapay olarak yeryüzüne çıkarılsın (kuyu); yeryüzüne çıktığı noktada, birtakım önlemlerin alınması gerekmektedir. Aksi takdirde, buralarda tekrar kirlenerek sağlığa zararlı hale gelebilmektedir. Sondajla çıkarılan suyun kalitesinin belirlenebilmesi için fiziksel, kimyasal ve akteriyolojik analizlerinin yapılması gerekmektedir. İyi bir içme suyu renksiz, kokusuz, temiz ve berrak olmalıdır. İçme suyunun kalitesinin tespiti için yapılan fiziksel ve kimyasal analizlerde güvenilir sonuçlar elde edilebilmesi, analize uygulanan tekniğe bağlı olduğu kadar, su numunelerinin usulüne uygun yöntemlerle alınmasına da bağlıdır. Fiziksel ve kimyasal analizler için numuneler alındıktan sonra en fazla 72 saat içerisinde laboratuvara ulaşacak şekilde hemen gönderilmelidir. Bu numuneler laboratuara ulaşıncaya kadar serin ve karanlık bir yerde muhafaza edilmelidir.
Yeraltı Suyu Kalite Standartları: Yönetmeliğe uygun olarak iyi YAS kimyasal durumunu tanımlayan ek ve tablolarda belirtilen değerlendirme için, aşağıdaki tabloda yer alan YAS kalite standartları ve eklere göre belirlenen eşik değerler kullanılır. Bu eğerler, zaman içerisinde değişebilmektedir.
Kirletici ve Kalite Standartları ile ilgili genel bilgiler.
Toplam” ilgili metabolitler, bozulma ve reaksiyon ürünlerini içeren izleme usulünde tespit edilen ve hesaplanan her bir bitki koruma ürününün toplamıdır.
Yeraltı Suyu Kirleticileri ve Kirlilik Belirtileri İçin Eşik Değerler Eşik değerler belirlenirken dikkate alınması gereken aşağıdaki asgari parametre listesi göz önünde bulundurulacaktır. Parametre listesi ve diğer değerler zamanla değişiklik gösterebilir. Güncel veriler ile çalışılması tavsiye edilmektedir.
Parametreler
1-Arsenik. 2-Kadmiyum. 3-Kurşun. 4-Cıva. 5-Amonyum. 6-Klorür. 7-Sülfat. 8-Trikloretilen. 9-Tetrakloretilen. 10-İletkenlik. 11-Nitrit. 12-Toplam Fosfor/Fosfatlar. Eşik değer toplam fosfor ve fosfatlardan sadece biri için belirlenir.
Yeraltı Sularının İzlenmesi 4 ana başlıkta toplayabiliriz.
1-Yeraltı Suyu İzleme Ağı. 2-Genel Maksatlı İzleme. 3-Operasyonel İzleme. 4-Yer altı Suyunun Miktar Durumunun İzlenmesi.
Genel maksatlı izleme için YAS kütlelerinde aşağıdaki ana parametreler izlenir: 1-Oksijen. 2-pH. 3-Elektriksel İletkenlik. 4-Nitrat. 5-Amonyum. 6.Sıcaklık. 7.İyonlar. YAS izleme noktalarının seçimi, YAS kimyasal durumunu kolay anlaşılabilir ve kapsamlı bir şekilde ortaya koyabilecek şekilde yapılmalıdır. İzlemenin sıklığı ise, analiz sonuçlarının temsili izleme verisini sağlayacak şekilde olmalıdır. Ayrıca, kuyulardaki su seviyeleri, kaynak akışları, özellikle kurak dönemlerdeki yüzeysel su seviyeleri ve/veya akım karakteristikleri, yeraltı suyuna bağımlı sulak alan ve göllerin önemli seviye değişimlerinin de yeraltı suları ile birlikte izlenmesi gerekmektedir. Bu değerler ve diğer değerler zamanla değişiklik gösterebilmektedir. Kuyuların Hijyenik Kullanımı-Kuyularda Dezenfeksiyon Kuyularda en az yılda bir olmak üzere, kuyunun suyu boşaltılarak, kuyu duvarları fırça ile iyice temizlenmelidir. Gübrelik ve benzeri yapılardan, toprağın geçirgenlik durumuna göre 30-100 metre uzakta olmalıdır. Bu tür yapılar, kuyuya göre daha aşağıda yer eğimine göre alt tarafta kalmalıdır. Kuyu duvarı, yer yüzeyinden 60-70 cm. daha yüksekte bitecek şekilde sonlandırılmalı (kuyu bileziği) ve ağzı uygun bir kapakla kapatılmalıdır. Kuyu bileziğinin etrafında kalan toprak yüzeyi, 2-3 metre çap genişliğinde su geçirmez bir malzeme ile kaplanarak (kuyu platformu) bilezik kenarından ve yer çatlaklarından girecek yüzeysel sulara engel olunmalıdır. Kuyunun, 10-15 metre etrafından çit/tel çekilmek suretiyle, hayvanların kuyu alanı ve çevresine girişine engel olunmalıdır. Kuyunun ağzı devamlı kapalı olmalı, kuyudan suyun tulumba ile alınması tercih edilmeli, bu olmadığı takdirde kuyunun çıkrığının, ipinin ve kovasının temizliğine özen gösterilmelidir. Her mevsim kuyu suyunun muayenesi yapılarak, kalitesinin bozulup bozulmadığı kontrol edilmelidir.
SUYUN VE SU KAYNAKLARININ İSLAM DİNİNDEKİ YERİ VE ÖNEMİ
İnsan, hayvan ve bitkilerin, kısacası tüm canlıların ihtiyaçlarını karşılamak için yeraltından çıkarılan suların, sondajla çıkarılan suların, kuyu açılmasının, kanal açılarak taşınan suların, çeşme yaptırmanın dinimiz İslam’daki yeri ve önemi ile ilgili genel bilgileri hadisler ve rivayetlerle kısaca açıklamaya çalışacağım.
Sa’d İbn Ubâde, Rasûlullah (sav.)’a gelerek, hangi sadakanın hoşuna gideceğini sorduğunda Hz. Peygamber (sav.), “su” diye cevap vermiştir. (Kaynak: Ebu Dâvud, Zekât 41) Ölenlerin ruhuna kuyu, çeşme gibi su vakıfları yaptırmak nebevî tavsiyeler arasındadır. Sa’d İbn Übâde vefat eden annesi için bir kuyu kazdırmıştır. (Kaynaklar: Ebu Dâvud, Zekât 42; Nesâi, Vesâyâ 9) 75) Konuyla ilgili şöyle bir rivayet vardır: Sa’d b. Ubâde’nin annesi vefat etmişti ve Rasûlullah (asm.)’a gelerek: “Ey Allah’ın Rasûlü! Annem öldü onun adına sadaka verebilir miyim?” diye sordu. Rasûlullah (asm.) da: “Evet” buyurdu. Sa’d: “Hangi sadaka daha hayırlı ve değerlidir?” diye sorunca, Rasûlullah (asm.): “İnsan ve hayvanların su ihtiyaçlarına cevap vermektir” buyurdu. (Kaynaklar: bk. Nesai, Vesaya, 9; İbn Mace, Edeb, 8) Bunun üzerine Sa’d, Medine’de bir çeşme yaptırmış, o çeşme uzun süre insanlara hizmet etmiştir. (Kaynaklar: bk. İbn Hanbel, Müsned, 5/284; 6/7) Mümin kişiye öldükten sonra da sevap kazandırmaya devam edecek işlerin sayıldığı bir rivayette, “Kanal açarak su getirmesi” de zikredilmektedir.
Mâce, Mukaddime 20) Suyu, “Kendi rahmeti” (A’râf Suresi, 7/57; Furkân Suresi, 25/48; Neml Suresi, 27/63; Rûm Suresi, 30/46) olarak tavsif eden Allah Teâlâ (c.c.): “Kendilerine içecekleri tatlı suları bahşetmesini, insanlara verdiği nimetler arasında sayar.” (Kaynak: Mürselât, 77/27) Kur’an’-ı Kerim’deki En’am Suresi’ndeki bir ayete göre; bol yağmur sayesinde bereketli topraklara ve içlerinden ırmaklar akan beldelere sahip olmak, insanlar için önemli nimetlerdendir. (Kaynak: Enâm Suresi, 6/6) Kur’an’-ı Kerim’deki birçok ayette, cennetin güzellikleri arasında, “İçinden nehirlerin akması” da zikredilir. Meselâ bir ayette: “İman edip sâlih amel işleyenlere, içlerinden ırmaklar akan cennetlerin kendilerinin olacağını müjdele!” (Kaynak: Bakara Suresi, 2/25) buyrulur. Suyun ferahlatıcı ve teskin edici özelliği, Hz. Peygamber’in (sav.) hadisinde bir tedavi yöntemi olarak bizlere sunulmuştur. “Muhakkak ki öfke şeytandan yaratıldı. Şeytan da 84 ateşten yaratıldı. Muhakkak ateş su ile söndürülür. Biriniz öfkelendiğinde abdest alsın.” (Kaynaklar: Ahmed İbn Hanbel, IV, 220) İnsan yaşamında suyun önemini arttıran bir diğer özellik ise, onun temizlik aracı olmasıdır. Temizliğe dayanan İslam dini, bu yönü ile de suya ayrı bir önem atfetmiştir. Hz. Peygamber, “İmanın yarısı temizliktir” (Kaynak: Müslim, Taharet 1) buyurmuştur. “Su temiz olarak yaratılmıştır, rengini, kokusunu ve tadını değiştirmedikçe onu hiçbir şey kirletmez” diyen Hz. Peygamber (sav.), tabiatta bulunan dere, göl, deniz, yağmur, kar ve buz sularının asıl ve öz itibarıyla temiz olduğunu ifade etmiştir. Suyun temizleyen özelliğine atıfta bulunan Hz. Peygamber, Câbir (ra.)’den aktarılan “Beş vakit namaz evin önünde bol miktarda akan tatlı bir suya günde beş defa dalıp yıkanan gibidir. Bu adamda kir nâmına bir şey kalır mı?” ‘Hayır, bir şey kalmaz’ dediler. Peygamber Efendimiz (sav.) “işte su kiri giderdiği gibi beş vakit namaz da günahları mahveder” buyurmuştur. (Kaynak: Müslim) Hz. Peygamber (asm.), bazı dualarında, suyun temizleme özelliğine dikkat çekerek, “hatalarının su, kar ve buzla yıkanması sonucunda tertemiz olmayı” Allah’tan (c.c.) dilemiştir. (Kaynaklar: Buhârî, Deavât 39, 44, 46) Bu mecazi ifadeyle, “su ile yıkanarak bembeyaz olmuş bir elbise gibi, hatalardan arınma talebi” dile getirilmiş olmaktadır. Su ve onun kar, buz şeklindeki türevleri, değişik kültürlerde arılığın, duruluğun, temizliğin sembolüdür. Bir diğer hadiste ise; “Her kim ki, elbise ihtiyacı olan bir Müslümana elbise giydirse, Allah da (c.c.) ona cennetin yeşil elbiselerinden giydirir. Hangi Müslüman aç bir Müslümanı doyurursa, Allah da (c.c.) onu cennet meyvelerinden doyurur. Hangi Müslüman susamış bir Müslümana su verirse, Allah da (c.c.) ona içerisinde güzel kokuları olan cennet içeceği içirir.” (Kaynaklar: Ebû Dâvûd, Zekat, 32; Tirmizi, Kıyame, 18) “Erkek, hanımına su içirdiği zaman sevap kazanır.” (Kaynak: Suyûtî, Câmiu’lAhâdîs, Hadis No:1457) Birçok hadis kaynağında Hz. Peygamber’in (sav.) hayvanlar ve diğer tüm canlıların su ihtiyacının giderilmesini teşvik edici kıssaları vardır. Bunlardan biri, Ebû Hureyre (ra.)’dan, Allah Rasûlü buyurdu: “Bir adam yolda yürürken susadı, bir kuyu buldu, içine inip su içti. Yukarıya çıktığı zaman dilini çıkarıp susuzluktan toprak yalamakta olan bir köpek gördü. Adam: Zavallı hayvan tıpkı benim gibi susamış dedi ve derhal kuyuya indi ayağındaki pabucunu çıkartıp içine su doldurdu, ağzına alıp yukarıya çıkardı ve köpeğe içirdi. Allah onun bu hareketinden memnun kalıp bağışladı.” Ashab, bunun üzerine “Ey 85 Allah’ın Rasûlü! Bizim için hayvanlara yaptığımız iyilikler hakkında ecir var mıdır?” diye sorunca: “Her ciğer taşıyan canlı için (yapılan iyilikte) sevap vardır” buyurmuştur (Kaynaklar: Sahîh-i Buhârî, Kitâb-ı Musâkâ 1094; Buhâri, Şirb 9, Vudü 33, Mezâlim 23, Edeb 27; Müslim, Selâm 153, 2244; Muvatta, Sıfatu’n Nebi 23, (2,929-930); Ebü Dâvud, Cihâd 47, (2550). Enes b. Mâlik’ten -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Yedi şey (in sevabı), ölümünden sonra o kabrinde iken kulun lehine devam eder: -Bir ilim öğreten, bir ırmak açan, bir kuyu açan, bir hurma ağacı diken, bir mescid inşâ eden, bir Mushaf (Kur’an) miras bırakan, ölümünden sonra kendisi için mağfiret dileyecek bir evlat bırakan.” Buna göre, bizim dinimiz İslam’da en fazîletli sadaka-i câriyeler şunlardır: 1. Mescid (câmi) inşâ etmek. 2. Mushaf (Kur’an-ı Kerim), İslâmî kitaplar, kasetler ve kompakt diskler (CD) dağıtmak veya öğrencilere nafaka bağlamak (burs vermek). Kuyu açtırmak veya yerden su çıkarmak sûretiyle bu suyu aletlerle ve borularla muhtaç kimselere ulaştırmak. Çocukları güzel şekilde eğitmek ve terbiye etmek. 5. Tek başına mescid (câmi) inşâ edemeyen veya ilim yayamayan kimse, gücünün yettiği kadarıyla bu hayırlı amele destek olmalıdır. (Kaynak: Bezzâr tarafından rivayet edilmiştir. Elbânî, “Sahih-‘t-Terğîb ve’t-Terhîb”, Hadis No: 959). Nitekim Ebu Hureyre’den -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bu konuda şöyle buyurmuştur: “Kişinin cennetteki derecesi (makamı) yükseltilir. Bunun üzerine o (sebebini araştırmak için) sorar: -Bu bana nereden geldi? (Çünkü bu makama sahip olabilmeyi gerektiren amelleri Dünya’da yapmamıştım)? (Melekler tarafından) ona şöyle cevap verilir: -Çocuğunun (senin vefatından sonra) senin için Allah’tan bağışlanmanı istemiş olmasından dolayıdır.” (Kaynak: İbn-i Mâce rivâyet edilmiştir. Elbânî, “Silsiletu’l-Ehâdîsi’sSahiha”). 86 Dilimizde, bilhassa küçüklerin büyüklere içmesi için su vermesi üzerine söylenen: “Su gibi aziz ol!” şeklindeki dua cümlesi, hem suyun önemini çok güzel ifade etmekte, hem de kültürümüzde bu nimete ne kadar büyük değer verildiğini göstermektedir. Kur’an-ı Kerim’in ve Sünnet’in; suyun, hayatın temeli olduğuyla ilgili vurguları, Müslümanlara birtakım görev ve sorumluklar yüklemektedir. Mevcut su kaynaklarının en güzel şekilde korunması bu kaynakları kirletecek, suyun temizliğini ve niteliklerini bozacak her tür davranış ve eylemin engellenmesi bunların başında gelmektedir. Diğer taraftan, suyun kullanımında kesinlikle savurgan ve sorumsuz bir tutum içinde olunmamalıdır. Su ve diğer tüm doğal kaynaklarımızı azami derecede rasyonel ve verimli kullanmaya çalışmamız gerekmektedir. Ayrıca, ecdadımızdan su alanında zengin bir maddi miras devralmış bulunuyoruz. Bu gün, birçok şehrimizde, suyun taşınmasını, depolanmasını ve dağıtılmasını sağlayan; su kemeri, sarnıç, maksim ve su terazisi gibi yapılar ile suyu insanların istifadesine sunan çeşme, sebil, şadırvan gibi eserlerimizden hâlâ ayakta kalarak hizmet verenler mevcuttur. Bunlar, medeniyetimize bir “Su Medeniyeti” damgası vuracak derecede önemli eserlerimizdir. Dinimiz İslam’ın ve Türk Kültürü’nün ortaya koyup bize miras bıraktığı “Su Medeniyeti”ne sahip çıkarak, onu daha da geliştirmeli ve sonraki nesillere faydalı bir şekilde aktarmalıyız.
SONUÇ VE ÖNERİLER: Türkiye’nin en büyük yeraltı zenginliği olan yeraltı sularından, yeterince faydalanılabilmesi için yeraltı suyu içeren havzalarda koruma alanları oluşturularak, su taşıyan akifer formasyonlarının yapısının bozulmaması için gerekli çalışmalar yapılmalıdır. Ayrıca bu akiferlerin kirletilmemesi için gerekli tedbirlerin alınmasında da çok büyük faydalar bulunmaktadır. Yeraltı sularından yararlanma insanlığın çok eski devirlerinden beri süregelmektedir. Tarih öncesi devirlerden bu yana kazı tekniğinin gelişmesine paralel olarak yeraltı sularından yararlanma oranı da artmıştır. Türkiye’de yeraltı sularından yararlanma 1950’den sonra hızla artmış, geniş ovaların sulanmasında, yerleşim merkezlerinin su gereksinimlerinin karşılanmasında kullanılmıştır. Yeraltı suları, yüzey sularına oranla içerlerinde daha fazla çözünmüş madde içermelerine ve genellikle daha pahalı elde edilmelerine rağmen;
– renksiz ve berrak oluşu,
– temiz ve kirlenmesinin güç olması,
– sıcaklıklarının mevsimlere göre çok az değişmesi,
– kimyasal bileşiminin değişmemesi gibi nedenler ile yüzey sularından daha üstündürler.
Ülkemizdeki köylerimizin bir bölümü, belediyelerimizin %70’inin içme suyu ihtiyacı, sulama ve kullanma suyunun büyük bir bölümü yeraltı sularından karşılanmaktadır. Bu nedenle, yeraltı suyu havzaları hem korunmalı, hem de açılacak sondaj kuyuları tekniğine uygun olmalıdır. Ek olarak sondaj kuyularının da bilinçli bir şekilde işletilmeleri gerekmektedir. Ülkemizin su kaynaklarının doğru ve güvenilir bir şekilde kullanılması ve ülkemize ait olan enerji kaynaklarının, ülkemizin ihtiyacına göre yönlendirilerek üretiminin ve tüketiminin yapılması gerekmektedir. Gerek Dünya çapında su kaynaklarının azalması, gerekse ülkemizdeki su kaynaklarının azalması veya tükenecek hale gelebileceği göz önünde bulundurulduğunda, hem Dünya’da, hem de ülkemizde su kaynaklarının bilinçli bir şekilde tüketilmesi gerekliliği öne çıkmaktadır. Bir birey olarak bize düşen görev ise, su kaynaklarını korumamız ve suyun tasarruflu bir şekilde kullanılmasını sağlamamızdır.
Yasal olarak : 1500 m2 arsa içinde bulunan villama bahçe deki çim – çiçek ve ağaçların sulamasında kullanmak üzere dalgıç pompalı su sondajı yaptırabilirmiyim ? Bu sondaja kişisel kullanım için kullanma ruhsatı alabilirmiyim ?
Yada villa bahçesinde şahsi kullanım için sondaj işleri nasıl yapılıyor ? Teşekkürler .
Çok detaylı çalışma olmuş hepsini okudum elinize sağlık. Yan arazi imarlı ve etrafı meskun mahal. Arsa sahibi bahçe duvarımın 2 metre uzağında 72 mt lik kuyu açtırdı. Su bulundu. Kompresörle iki defa hava bastılar ve ikisinde de tazyikli çamur bahçe çardak ve binamızı mahvetti. Sorun yaşadık…Dava açacağım. Bu tecrübeyi de dikkate alarak faydalı yazınıza bir paragraf ekleyebilirsiniz. Alınması gereken tedbirler olarak. Teşeklürler kolay gelsin.
Günaydın, sondaj kuyusunun vereimi nesıl hesaplanır ? 150 mt derinlikteki kuyumun saniyedeki su verimi nasıl olursa verimli,nasıl olursa verimsiz dir. ( pompam 85 mt de duruyor ,bir saatte 6000 kg su veriyor bu verimlimi verimsizmi). İlginise teşekkür ederim. p
E9.5 kil matkabı ile açtığımız 86 metre kuyuya 72 metre boru indi.
Yaptığımız işlemler:
#takım çekmeden önce suyu iyice incelttik
#takımı çektik beklemeden boruya başladık
#69 metrede boru kaldı
#yukarıdan 300 kg baskı uygulayarak 72 metreye indirdik
#zemin 50 metreye kadar kil gitti sonra çakıllı malzemeye girdi
Sizce sorun nedir kuyu aktiflestimi yoksa kil şişmesimi
Çok güzel çok doyurucu çalışma olmuş emeğinize sağlık. Benim öğrenmek istediğim iki kuyu arası mesafe en az ne kadar olmalı. Metinde bununla ilgili bir bilgi göremedim. Teşekkürler.
herkeze merhaba 1metre çapta – 100metre derinlikte çukur açabilecek makina gerekli ne önerirsiniz nasıl bir makina almamız gerekli ? yardımcı olursanız sevinirim.madencilik ve jeotermal için kullanılacak çukur kılıflı olacak.
ARKADAŞLAR;
Sormak istediğim soru, homojen olmayan kireç taşı bir zeminde 140 metre derinliğe 14”-15” veya 16” ile ulaşıp kuyuya 11” lik boru montajı yapılacak, bu kuyu için hangi matkap tipini önerirsiniz, tricone matkap ile delgi çok fazla sapma yaptıgı için boruları indirmek imkansızlaşıyor. şimdiden teşekkürler.
Elinize emeğinize sağlık, güzel bir iş çıkarmışsınız.